Boşuna çiğnemedik bu yolu Çiğnemiyoruz Çiğnemeyecekler Söz
Sevim Abla’yı kaybettik.
12 Mart’ta Yıldırım Bölge Cezaevi’nde uzun süre birlikte yattık.
Neden “yattık” denir…
Biz orada yatmazdık ki…
Deli gibi çalışırdık.
O da sabah erkenciydi. Ben nöbetçi olmasam da sabah sobayı yakardım. Sobalı evde büyüdüm. Tecrübeliyim.
Soba deyip geçmeyin. Koca göbekli döküm soba. Yandı mı kalorifer gibi ısıtırdı Osmanlı döneminden kalma at ahırından bozma koca koğuşu.
Ama yanarsa tabii…
Toz kömür verirler. İdareyle ne çok mücadele ettik. Başka zaman anlatırım ne yaratıcı çözümler bulduk.
Sevim Abla hemen karşı sıramdaki ranzaların üst katında yatıyordu.
Sabah sohbetlerimiz olurdu.
Bir de doktor kızıyım ya… doktorluk iş olduğunda hemşireliğini yapardım.
Bir arkadaşımız çok şiddetli hapşırdığında birden omzu çıktı. Acı içinde kıvranıyor.
Hiçbirimiz anlamadık tabii.
Sevim Abla koş! Her zamanki sakinliğiyle geldi. Bir yastık istedi. Omzunun altına koyduk. Tık etti yerine koydu.
O sakin gülümsemesi.
Dik yürüyüşü.
Karadenizli denizci bir aileden geliyor.
Kalkavanların torunu.
Sevim Tarı.
Babası eski emniyet müdürlerinden İsmail Hakkı Tarı.
İstanbul Tıp mezunu. Çocuk hekimi.
Paris’te uzmanlık yapmış. Sonradan öğrendim. Onları hiç konuşmadık. Anlatmazdı.
Biz devrimci “cezaevi yoldaşlarıydık.” İki oğlu Hayrettin ve Emre’yle de eşit ilişki kuran bir anneydi.
Bir kulağı ağır işitirdi. Galiba sağ kulağı.
Bahçede volta atarken dikkat ederdim. Hep düz çizgide yürümeye çalışırdı. Kendini denetlerdi. Sessiz ve gösterişsiz bir iradesi vardı.
Bir de o gururlu duruşu.
Pek hoşuma giderdi.
Bööyle uzaktan gözlemlerdim.
Koğuşun bütün ablaları öyleydi zaten. Behice Boran, Armağan Anar, Nuriye Abla…
Koğuşun çoğu gençlik hareketinden gelmeydik. 20’li yaşların başındayız. O da demek ki 47 yaşındaymış…
Hapishanede tanıştığı Mihri Belli’yle 1957 yılında hapishanede evlenmiş.Kişilikli, kendi özgün fikirleri olan Partili bir kadın.
“Bir zamanlar benden” diyor Mihri Belli, “Babıali basınında ‘Sevim Tarı’nın nişanlısı’ diye söz ederlerdi. Tanışmamız Sansaryan Han’ın (İstanbul Emniyet Müdürlüğü) hücrelerinde tam tecrit durumunda oldu. Onlar seni tecrit ederler. Amaçlarına daha kolay ulaşabileceklerini umarlar. Senin görevin tecridi........
© Aydınlık
