menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Voleybolun birleştirdiğini kimse ayıramaz

14 1
07.02.2025

Merhaba Kıymetli Okurlarımız,

Bugünkü durağımız Portekiz. Zamanda yolculuk yapacak ve 1988 yılına gideceğiz.

A Kadın Milli Takımımız, 24-30 Nisan 1988 tarihleri arasında Yunanistan’ın başkenti Atina’da düzenlenen Bahar Kupası’na katılıyor. Cengiz Göllü, Erdal Önder, Saffet Eraybar’dan oluşan teknik heyet ile Güzin, Sibel, Hülya, Özlem, Şehnaz, Arzu Savaş, Arzu Göllü, Nalan, Macide, Sonay, Arzu Can ve Esra’dan oluşan oyuncu kadrosuyla dönemin en önemli organizasyonundayız. Turnuvadaki rakiplerimizden biri Portekiz.

Grup aşamasında Portekiz’le karşılaşan Milli Takımımız sahadan galibiyetle ayrılmış ve yarı finale kadar gelmişti. Takımımızın 10 numaralı kaptanı Arzu, Portekiz takımının 10 numarası pasör Maria’ya o maçta giydiği formayı hediye etmiş.

Yarı finalde rakip ev sahibi Yunanistan’dı. 14.000 Yunan taraftarın doldurduğu salonda oynanan maçı 3-2 kaybeden Milli Takımımız, üçüncülük kazanarak ülkemize bronz madalya ile dönmüştü.

CEV Şampiyonlar Ligi’ndeki temsilcimiz VakıfBank, geçtiğimiz Aralık ayında Portekiz temsilcisi Porto’yu konuk etti. Takımın yardımcı antrenörlerinden Manuel Loureiro, ortak bir arkadaşımız aracılığı ile bana ulaşıp, birine teslim edilmek üzere bir emaneti olduğunu ve buluşmamız gerektiğini söyledi. Manuel ile Altunizade’de konakladıkları otelde buluştuk ve minicik bir paket verdi. Paketi Maria, dostu Arzu Savaş’a göndermiş.

Keyifli bir işe aracılık etmenin memnuniyeti ile paketi aldım ve Arzu ablaya teslim ettim. Ama asıl hikayenin ne olduğunu öğrenme arzusu içimi kemirmiyor değildi!

Pazartesi günü telefonuma bir mesaj geldi. ‘Sevgili Savaş, yardımına........

© Aydınlık