SKD Kurumsal Sürdürülebilirlik Olgunluk Çalışması (2025) - 3
Geçtiğimiz iki haftadaki yazılarımızda SKD Türkiye’nin hazırladığı ‘Kurumsal Olgunluk Anketi 2025’ çalışmasına ait genel bir tanıtımın ardından ilk altı bölümünü ele almıştık. Bu haftaki yazımızda da diğer iki bölümü kısaca ele almayı sürdüreceğiz.
Bu bağlamda iki husus incelenmiş.
İlkinde inceleme kapsamındaki şirketlerin tedarikçilerinin sürdürülebilirlik ölçütlerine uyumunu değerlendirip değerlendirmedikleri analiz edilmiş. Şirketlerde sürdürülebilirliğe bütünsel olarak tedarikçi şirket – üretici şirket - dağıtım ve pazarlama şirketi şeklindeki değer zincirinde bakmak ve değerlendirmek gerektiği açıktır. Şirketlerin yarıdan azının (yüzde 43,62’sinin) tedarikçilerini belirli alanlarda sürdürülebilirlik açısından değerlendirdiği görülmüş. Değer zinciri kavramı ülkemizde nedense Zuluca bir sözcük gibi! Her beş şirketten birinin henüz bu sürece hiç başlamadığı gerçeği daha da hüzünlü! Kısacası, şirketler tedarik zincirinde sürdürülebilirliği göz önünde bulundurmaya başlamışlar ama büyük ölçüde belirli alanlarla sınırlı kalmışlar!
İkinci olarak, şirketlerin tedarik zincirlerinde sürdürülebilirlik açısından yaşadıkları en büyük zorluk analiz edilmiş. Şirketlerin tedarik zincirinde sürdürülebilirlik ile ilgili en büyük sorun yüzde 47,83 ile tedarikçilerin veri paylaşımı eksikliği olmuş. Diğer sorunlar ise şunlar olmuş: maliyetler ve yatırım gereksinmesi, yetersiz eğitim ve bilinç, yeşil malzeme ve sürdürülebilir ürün tedariki, tüketici istemi ve yarışma baskıları, yasal düzenlemelere uyum süreci. Veri paylaşımı eksikliği için bütünleşik işbirliği ve uçtan uca ERP izlenceleri çözüm olabilir.
Bu bağlamda şirketlerde ESG farkındalığını artırmak için hangi adımların atıldığına bakılmış. En yaygın uygulama olarak yüzde 72,41 ile çalışan eğitim programları görülmüş. Diğer kullanılan yöntemler ise, yüzde 16,09 ile iç iletişim kampanyaları, yüzde 4,6 ile ESG teşvik ve ödüllendirme sistemleri olarak saptanmış.........
© Aydınlık
