menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kültürel miras açısından bir gönüllülük örneği: Antandros Derneği

16 3
19.05.2025

Geçen hafta sonu Altınoluk’ta (Balıkesir-Edremit) Antandros Antik Festivali’ni izledim. Oldukça mütevazı ama bir ilk için oldukça başarılı bir festival oldu. Festival üzerinden Antandros’a kısa bir bakış atalım. Meraklısı derneğin web sitesinden ayrıntılı inceleyebilir.

Edremit’in Altınoluk Mahallesi’nin 2,5 km. doğusunda, İda Dağı’nın güney eteğinde yer alan antik kent Antandros kentinin kuruluşu M.Ö. 2 bine dek geriye gitmektedir. Kent antik kaynaklara göre çok farklı kökenlere dayandırılır. Herodot buranın bir Pelasg yerleşimi, Alkaios bir Leleg yerleşimi, Thukydides bir Aiol yerleşimi, Skepsisli Demetrios da bir Kilikia kuruluşu olduğunu yazmıştır. 1842 yılında H. Kiepert’in yer belirlemesiyle başlayan kazı ve değerlendirme çalışmaları 2000’den bu yana Ege Üniversitesi’nden Prof.Dr. Gürcan Polat-Prof.Dr. Yasemin Polat yönetiminde süregelmektedir. Antandros’a sahip olma serüveni Hedonisliler, Kimmerler, Lidyalılar, Persliler, Pergamon Krallığı derken Roma İmparatorluğu ile devam etmiştir.

Antandros’taki çalışmaların süregeldiği bir ana unsur Yamaç Ev olarak bilinen Roma villasıdır. Villada yok yok: 180 derece deniz manzaralı odalar, 33 metre uzunluğunda portikosu, alttan ısıtmalı hamamı, kanalizasyon sistemi ve de çok iyi durumdaki duvar resimleri ve mozaikler! Bu villanın çarkıfelek denilen bir mozaiği var ki, sormayın gitsin!

Antandros’un bir başka özelliği ise Hellenistik dönemin tüm ölü gömme geleneklerinin görülebileceği bir nekropolise sahip olması ve bunun Batı Anadolu’daki antik dönem mezarlıkları arasındaki tek örnek olmasıdır.

Antandros’un önemli bir mitolojik öyküsü mevcut: İlk güzellik yarışması ve seçimi Zeus’un adına Troya prensi Paris’in hakemliğinde gerçekleştiği belirtilen bu yarışma Antandros’un hemen üzerindeki Alexandria dağında gerçekleşmiştir. Athena, Hera ve Aphrodite adlı üç tanrıça arasında geçen yarışmayı Paris’e dünyanın en güzel kadınının aşkını teklif eden Aphrodite (Venüs) kazanmıştır. Anlatılan o ki, Hera Paris’e onu Avrupa ve Asya’nın kralı yapmayı, Athena ise Paris’e savaşta kullanabileceği bilgeliği ve yetenekleri vadetmiş. Ne iktidar, ne bilgelik ille de aşk! Paris bu yarışmadan sonra Sparta kralı Menelaos’un karısı Helen ile tanışıp, aşka düşüp onunla Troya’ya kaçarlar. Sonrası malum; Menalaos’un açtığı 10 yıl süren savaşın ardından........

© Aydınlık