Suriye üzerinde Türkiye-İran dalaşı
Hakan Fidan’ın birkaç gün önce Katar televizyonu El-Cezire TV’ye verdiği röportajın Arapçasını izledim, Dışişleri Bakanlığının sayfasında yayımlanan anında (simultane) tercümeyi de okudum. Sayın Fidan, "Başka bir ülkede huzursuzluk oluşturursanız, başkaları da size aynısını yapabilir. Dünyada artık hiçbir şey gizlenemiyor. Sizde olan yetenekler başkasında da var. Camınıza taş atılmasını istemiyorsanız komşunun camına taş atmamalısınız." dedi. İran’ın Suriye, Lübnan ve Irak başta olmak üzere başka ülkelerde “huzursuzluk” oluşturduğunu açıkça beyan ediyor. İran ile kardeşlik ve komşuluk ilişkisini önemsediğini de söyledi. Beyanatına istinaden evi camdan olan İran’ın komşularının camına taş attığını bundan mütevellit kendi camına da taşın değebileceğini ima etti.
İran medyası ve yetkililerinden sayın Fidan’ın açıklamalarına eleştiriler, tepkiler ve suçlamalar gecikmedi. İran Dışişleri Bakanlığı eleştiri ve uyarılarını paylaşmak maksadıyla Tahran’daki Büyükelçimizi Bakanlığa davet etti. İran, başka ülkelere “keyfi için veya huzursuzluk çıkarmak maksadıyla gitmediğini, İsrail işgallerini, yayılmacılığını, tehditlerini ve katliamlarını durdurmak ve İsrail’den gelen bölge devletlerini ve halklarını tehdit eden saldırılara karşı destek ve dayanışma için” mücadele ettiğini iddia ediyor. Suriye meselesinin çözümü için Türkiye ile işbirliği yaptığını, Astana sürecine destek verdiğini beyan ediyor.
Filistin ve Lübnan direnişi için can suyu olan, İsrail’in tarihi tamahları önünde set oluşturan Suriye (Esad) devletinin yıkılması sonucunda İsrail’in Filistin, Lübnan ve Suriye’de askeri üstünlük kazanması, topraklarının işgal edilmesi, 1973’ten bu yana tek karış Suriye toprağına giremeyen İsrail’in bugün Şam şehrinin surlarına kadar ulaşması, İsrail için tarihi bir fırsat yarattığını ve bunun sebebi olarak da AK Parti iktidarını sorumlu tutuyor. İran ve AK Parti hükümetinin Suriye politikalarını eleştiren yabancı medya, farklı zamanlarda, Suriye üzerinde açık ve topyekûn savaş kararı alınıncaya kadar yani 2011’e kadar dünyanın en borçsuz, en çok üreten, en güvenli ve farklı dinler ve mezhepler arasında birlikte yaşamayı en iyi başarmış olan ülkelerden birisi olan Suriye’nin ekonomik abluka, ambargo, finans ve ticaret blokları, ithalat-ihracat yasakları ile felç edildiğini iddia ediyor.
İran ve yabancı medya, Suriye’de........
© Aydınlık
