Ocağına incir dikilen kanlı baykuş
Toplumsal çürüme, insanoğlunun toplum olarak yaşadığı mağara günlerinden beri, yakamızı bırakmıyor vesselam. Yazılı tarihin ilk yazıldığı günlerden kalan tabletlerde bile, bunun izlerini açıkça görebiliyoruz. Zaten Sümerler sadece edebiyat yapmak için değil, alınan satılan malların verilen borçların, yapılan ödemelerin kayıt altına alınabilmesi için yazıyı icat etmişler. Türkiye’nin müzelerindeki Hitit, Asur, Urartu ve bilumum Yunan yazıtlarında, toplumda biraz da olsa, bir düzen tutturup, gönül rahatlığı içinde yaşayabilme arzusunu görürüz.
Pamukkale’mizin tarihi şehri Hierapolis mezarlıklarındaki bir muhteşem anıt mezarın üzerindeki, “taşa kazınmış mesaj” hâlâ aklımdadır. Yaklaşık olarak şöyle diyordu, mezarda yatan adamcağız: “Her kim bu mezardaki cesedi atıp ta kendi cesedini buraya yerleştirirse, Zeus’un laneti üzerine olacağı gibi, Hierapolis belediyesine ceza da ödeyecektir!” 2200 sene öncesinden kalan bu mesaj, insanoğlunun bir türlü düzene giremeyeceğinin tarihi bir belgesi olarak, bir mermer lahit üzerinde, Denizli’nin Pamukkale’sindeki Hierapolis mezarlığında sopsoğuk mermerde durmakta. Elbette mesajı bırakanın cesedinin dışarı atılıp, yerine bedavadan bir mezar kazanıldığına dair bir kayıt yok elimizde. Ama o kadar uğraş ve masraf ile mezarınıza böyle bir yazı yazdırmak zorunda kalmışsanız, içinde yaşadığınız toplumun, insani ve sosyal bakımdan oldukça problemli olduğunu göstermiş olursunuz.
Gılgamış Destanından, Hinduların Mahabbarata anlatılarına, oradan bizim halk hikayelerimize ve türkülerimize kadar, toplumsal çürümeden şikayetler ve yakınmalarla........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon