Türk Devletleri’nin çelişkisi: ‘Zirvelerin gücü-ortaklaşabilen ticaretin zayıflığı’
Avrupa ile Çin arasında düz bir kıta koridoru oluşturan Asyalı Türk devletlerinin birbirleri ile ilişkileri, son 34 yıldır, ekonomik entegrasyon hedefine ulaşmayı amaçlayan; siyasi, ekonomik ve kültürel işbirliğini artırmaya yöneltilmiş bir modele dayanmaktadır. Türk devletlerinin birlikte güç kazanma iradesi, 1996’da sekretaryasını oluşturmuş; 2001’de alt kurumlarını kurmaya başlamış; 2009’da kendini Konsey’e dönüştürmüş; nihayet bu evrim süreci, 2021’de Türk Devletleri Teşkilatı adında iddialı bir yapı hâline gelmiştir. Bu devletlerden Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan Türk Devletleri Teşkilatı’nın tam üyesi iken; uluslararası tarafsız roldeki Türkmenistan, bu teşkilatın gözlemci üyesidir.
Asyalı Türk devletlerinin 34 yıldır -yoğun şekilde- devam edegelen “hadi, her alanda, birlik ve dayanışma içinde olalım” sürecinin başarısını, “dışalım” alanı üzerinden değerlendirmeye çalışalım… Öncelikle, Asya’nın en batısındaki 85,5 milyon nüfuslu Türkiye ile onun doğusunda yan yana sınırdaş durumdaki, toplamda yaklaşık 80 milyon nüfusu bulunan 5 Türk devleti, acaba dışalım gereksinimlerinin ne kadarını birbirinden karşılıyor? Bu sorunun cevabını 34 yıl öncesinden hareketle bulmak zor olur, ama 2013-2023 dönemini masaya yatırmak mümkündür. Birlikte bakalım…
Türkiye’nin Çin ile arasındaki coğrafyada kalan 5 Türk devletinden yaptığı toplam dışalım, 2013’te 4,1 milyar dolar iken; bu rakam, 2023’te, 8 milyar dolara yükselmiştir. Türkiye’nin 2013’te 260,8 milyar dolar olan toplam dışalımının 2023’te 361,8 milyar dolara çıkmış olduğunu hesaba katacak olursak; Türkiye’nin diğer Türk devletlerinden yaptığı dışalımın tüm dışalımdaki payının yüzde 1,6’dan yüzde 2,2’ye yükselmiş olduğu görülür. Grafik, olumlu görünse de güçlü bir ekonomisi olan Türkiye’nin, kardeş ekonomilere daha fazla dışalım katkısı sunma konusunda, beklentinin........
© Aydınlık
