menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Orta Asya, oltaya düşmemeli - I

19 1
12.04.2025

G20’nin 2018’de hazırlattığı “Global Infrastructure Outlook” adlı rapora göre; 2016-2040 arasında dünyanın, 94 trilyon dolar harcayarak altyapısını yenilemekten başka çaresi bulunmamaktadır. 24 yılda tüm altyapıyı yenilemek için gereksinim duyulan bu devasa meblağın, 51 trilyon dolarlık bölümü ise yalnızca Asya’ya ait olacaktır. Aynı rapora göre, mevcut altyapı yenileme hızıyla, 94 trilyon dolarlık harcama zorunluluğunun, 15 trilyon dolarlık kısmı karşılanamamaktadır. Bu açığın, sürdürülebilir kalkınma hedeflerindeki olası artışlarla birlikte 18,4 trilyon dolara ulaşacağı düşünülmektedir. Beklenen açığın 6,1 trilyon dolarlık kısmı ise, Asya’nındır. Bu 24 yıllık dönem için, Çin, Japonya, Güney Kore ve Singapur gibi yüksek gelirli Asya devletleri, altyapı harcamaları için açık vermeyecek; lâkin altyapı yenileme hızları, oldukça düşük olan, örneğin;

- Hindistan, 526 milyar dolar,

- Türkiye, 405 milyar dolar,

- Bangladeş, 192 milyar dolar,

- Pakistan, 124 milyar dolar,

- Diğer Asya devletleri ise toplamda 4,85 trilyon dolar açıklarını karşılamak için finans desteği aramak zorunda kalacaklardır.

Anlayacağınız, altyapılarını yenilemek için yüklüce mali desteğe ihtiyaç duyan gelişmekte olan ülkelerin, özellikle de gelişmekte olan Asya ülkelerinin, “finans gücü yüksek kutup”ların ilgi odağına dönüşmemesi olanaksızdır. “Finans gücü yüksek kutup” dediklerim, ABD başta olmak üzere G7’den ve Çin’den başkası değildir. Batı emperyalizmi, altyapı gereksinimleri üzerinden Doğu’yu sömürmenin, yani her zaman yaptığı gibi küçük yemler ile büyük balık avlamanın peşinde iken, 2013’ün sonunda, Çin’in erken ve öngörülü hamlesiyle karşılaştı. Batı’nın ticaret yolları tekelini kırmaya çalışan Çin; 40 yıl için 6 trilyon dolar bütçeli, meşhur “Kuşak ve Yol Girişimi (BRI)” Projesi’ni başlattı. Böylece, Batı’nın “altyapı finansmanı” üzerinden Doğu’yu sömürü hesapları, tümden çökmüş oldu.

2013-2019 yılları, Batı’nın pusuya yatarak “Kuşak ve Yol Girişimi”nin açıklarını yakalamaya çalıştığı ve aynı coğrafyalar üzerinde “önleyici ve almaşık (alternatif) projeler” için hazırlık yaptığı bir dönem oldu. Batı, ilk malzemesini 2017’de buldu: “Kuşak ve Yol Girişimi” kapsamında, Çin’den yatırım amaçlı borç alan Sri Lanka, ödeme güçlüğüne düşünce, borcuna karşılık olarak Hambantota Limanı’nı Çinli bir şirkete 99 yıllığına kiraladı. Doğu’nun gelişmekte olan ülkelerini “Kuşak ve Yol Girişimi”nden soğutmayı hedefleyen Batı emperyalizmi, bu fırsatı iyi değerlendirerek -sanki kendisi çok masummuş gibi- “Çin’in borç tuzağı” konulu bir propagandayı Doğu’ya pompalamaya başladı.

“Çin’in borç tuzağı” propagandasının........

© Aydınlık