menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

EGAYDAAK’lar ‘Türk Devletleri’ne devredilmeli

18 1
03.05.2025

Batı, Doğu’nun üretim gücünü; pazara erişim yeteneği, yani ticaret yolları kontrolü üzerinden sömürmektedir. Doğu’nun bundan kurtulması ise birleşerek kendi ticaret yollarının kontrolünü geri almasına bağlıdır. Asya’nın içlerindeki “karaya/kıtaya kilitli” Türk devletleri, Akdeniz havzasındaki pazarlara, Türk ve Rus jeopolitik güç alanları üzerinden erişebilmektedirler. Anlayacağınız, Mavi Vatan, sadece Türkiye ve KKTC için değil, diğer Türk devletleri için de yaşamsal önemdedir. Dışsatımlarının yarıdan çoğunu Avrupa’ya yapan Kazakistan ve Azerbaycan, Mavi Vatan’ı en çok kullanan devletlerdendir. “Karaya/kıtaya kilitli” durumdaki bu kardeş devletler, Akdeniz havzasının kuzeyinin, yani Avrupa’nın “enerji hammadde” ihtiyacını karşılarken, Avrupa’dan da sanayi ürünleri almaktadırlar. Batı’ya yönelmiş seçeneksiz hammadde transferinin anlamı, Doğu’nun salt hammadde üretmeye zorlanarak sömürülmesi demektir. Anlayacağınız, Avrupa, “karaya/kıtaya kilitli” Türk devletlerinin fiyatları dalgalanan hammaddelerine karşılık; fiyatları artan endüstri malları ile soymaktadır. Bu sarmaldan kurtuluş, Türk devletlerinin, hammadde satmak yerine, bizzat kullanarak kendi sanayi ürünlerini üretmesi ve Akdeniz havzası, hatta Batı Asya ile karşılıklı bir “endüstri içi ticaret”, yani benzer endüstri ürünlerinin karşılıklı değişimini sağlayan ticaret modelini kurmasına bağlıdır. Bu da -öncelikle- sağlıklı işleyen bir ticaret yoluna, yani “Mavi Vatan”a bağlıdır. Nitekim, Akdeniz’in Asya/Afrika kıyılarındaki ve iç bölgelerindeki devletler de Türk devletleri gibi hammadde ticareti ile soyulan ve bundan kurtulmak için sanayileşmekten başka çaresi olmayan devletlerdir. Özetlersek, Türk devletlerinin de Akdeniz’in Asyalı ve Afrikalı devletlerinin de hammadde-sanayi malı değişimi üzerinden işleyen sömürü düzenini aşmalarının yolu, Türkiye’nin jeopolitik katalizörlüğü ile sanayileşmeleri ve birbirlerinin pazarı olacak şekilde etkin bir “endüstri içi ticaret” modeli kurup birbirlerini kurtarmalarıdır.

“Karaya/kıtaya kilitli” Türk devletlerinin Akdeniz Havzası’ndaki Afrikalı ve Asyalı devletler ile yani Avrupalı olmayan Akdeniz devletleri ile ticari ilişkileri, günümüzde “sıfıra yakın”dır. Koskoca “Mavi Vatan”ı olan Türkiye’nin bile, Avrupa dışındaki Akdeniz havzasına, yani denizden güney komşularına yaptığı ihracatı, toplam ihracatının yüzde 8’i; ithalatı ise toplam ithalatının yüzde 2,5’i gibi düşük seviyelidir. Anlayacağınız, bırakın Asya’nın “karaya/kıtaya kilitli” Türk devletlerini, Türkiye’nin bile Afrikalı ve Asyalı Akdeniz devletleri arasında, bir Avrupa kaması vardır. Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Kırgızistan’ın “coğrafi karaya/kıtaya kilit”, Türkiye’nin “Mavi Vatan’dan kıyıya doğru itilme” ve KKTC’nin de “siyasi/ekonomik kilit” sorunlarını çözmelerinin ilk aşaması “Mavi Vatan”ı birlikte sahiplenmektir. Bu konuda, “Egemenliği Antlaşmalarla Devredilmemiş Ada, Adacık ve........

© Aydınlık