menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Aile Hekimliği Yönetmeliği’ne halkçı bakış -1

25 7
11.01.2025

Aile Hekimliği Yönetmeliği’nde 30 Ekim 2024’te değişiklik yapıldı. İlk basamak sağlık görevlerini yürüten sözleşmeli aile hekimlerinin önemli bir bölümü, yönetmelik değişikliğine itiraz ettiler; hatta “değişikliğin iptali” istemiyle uzun süreli iş bırakma eylemleri yaptılar. Aile hekimlerimizin bir kısmının, iş bırakma çağrılarına uymadıklarını da belirtmeliyim. Aile hekimlerinin iş bırakmasından, pahalı özel hastaneleri tercih eden “orta-üst” ve “zengin” gelir grupları değil ama sağlıkta fazla seçeneği bulunmayan alt gelir grupları etkilendiler. Tartışmaları, Sağlık Bakanlığı “gelişim, nitelik ve verimlilik” temaları; iş bırakan aile hekimleri ise “iyi hekimlik, meslek onuru ve halk sağlığı” başlıkları üzerinden şekillendirdiler. Açıkçası, birinden, yönetmeliğini öven; diğerinden ise, beğenmediği yönetmeliği iptal ettirmek için bozuk sağlık sistemini silah olarak kullanan sloganlardan başka bir şey işitmedik. Yalnızca “slogan” içeren beyanlar, konuya nesnel bakmak isteyenlerin fikir dünyasını felç ederken; nesnellikle işi olmayanları, taşıdığı siyasal kimliğe uygun “slogan”ın peşinden sürükler. Fikir dünyamın felç olmasına izin vermeyen sorgulayıcı reflekslerim, “iş bırakma eylemlerine yol açan Aile Hekimliği Yönetmeliği” konusunda -kendiliğinden- devreye giriverdi. Bu yazıda, tarafların reklam ve sloganlarını görmezden gelerek; yalnızca mensubu olduğum halkın yararını düşünerek; ama bir emekçi emeklisi olduğumu unutmayarak; genel sağlık sistemi eleştirisine de kaçmadan, yani konuyu dağıtmadan, Hanya’yı Konya’yı görmeye çalışacağım… Tartışılan yönetmelikte, aile hekimlerine yapılan ödeme hesaplamalarında, 1 ay altı bebekler için “5”; gebe ve lohusalar için “3”; cezaevinde yatanlar için “2,25”; 1 yaşa kadar bebekler için “2”; 1-5 yaş çocuklar ile 65 yaş üstü bireyler için “1,6”; diğerleri için “0,79” katsayısı kullanılmış. Anlayacağınız yönetmelik, aile hekimlerini, göreceli olarak sağlık hassasiyeti bulunan kesimlere öncelik vermeye yönlendirmiş… Yönetmelikte sağlık hassasiyeti olan -neredeyse tüm- kesimlere pozitif ayrımcılık yapmayı ihmal etmeyen Hükûmet, bu noktada “engellileri” unutmuş gibi görünüyor… Yönetmelik, kayıt esaslı sabit ödeme güvencesi üzerinden aile hekimlerinin “atalete düşmeleri”ne izin vermemiş ve kayıtlı kişilerden 6 ay boyunca aile hekimine başvurmayanların “ödemeye esas” katsayılarını, yarı yarıya eksiltmiş... Örneğin; aile hekiminin yeterli seviyede iletişim kuramadığı veya güvenini kazanamadığı bir ebeveyn, yeni doğmuş bebeklerini, ilk basamak kontrolleri için aile hekimi yerine özel hastaneye götürür ise; aile hekimi, bu bebek üzerinden “5” değil, “2,5” katsayısı ile ödeme alabilmektedir. Yönetmeliğin aile hekimini, kendisine kayıtlı 2 bin-3 bin 500 kişilik grubuyla “düzenli bir iletişim”e zorladığı açıktır, ki bu motivasyona gerçekten de gereksinim vardır. Örnek vereyim: 4 yıl önce kayıtlı olduğum aile hekimi,........

© Aydınlık