Cemevlerinin yasal statüsü var mı, yok mu? Hakikat yine yalanı yenecek
Medyada Alevi-Bektaşi toplumu üzerine “algı operatörlüğü” yapan bir kesim yıllardır aynı masalı anlatıyor: “Devlet cemevlerini yasal olarak tanımıyor!” Oysa daha düne kadar bu çevreler “devlet cemevlerimizi tanımlayamaz” diye bağırıyordu. Ne söylüyorlarsa bir gün öncesini yalanlayan bu zihniyet, Alevi-Bektaşi toplumunu devletten uzaklaştırmak için her gün yeni bir algı üretiyor.
Oysa mesele sloganla değil, hukukla konuşulmalıdır.
Soru nettir: Bugün cemevlerinin Türkiye Cumhuriyeti hukuk düzeninde yasal bir statüsü var mıdır?
Cevap kesindir: Evet, vardır. Hem de bir değil, birçok kanunda.
Cemevlerinin statüsünde ilk büyük adım 2013’te atıldı. İmar Yönetmeliği’nin 14. maddesi değiştirilerek “cami yapımı” ifadesi “ibadethane yapımı” şeklinde genişletildi. Yönetmelikte ibadethane; insanların ibadet etmek ve dini hizmetlerden yararlanmak üzere toplandığı mekânlar olarak tanımlandı. Bu değişiklik, Türk hukukunda cami dışındaki ibadethanelerin resmen kabul edilmesi anlamına geliyordu. Bu değişiklik hukuken cemevlerinin ibadethane olmasının önünü açmıştır hatta dönemin bakanı da bunu açıkça ifade etmişti: “İsteyene cami, isteyene kilise, isteyene cemevi yapılacak.”
2018’deki “İmar Barışı” başvurularında özel bir “ibadethane” bölümü açıldı ve birçok cemevi bu düzenleme kapsamında yapı kaydı aldı. Yani cemevleri sadece ibadethane olarak........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein