menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

KKTC seçimleri ekseninde Doğu Akdeniz’de! İki senaryo, iki strateji

26 1
28.07.2025

Doğu Akdeniz, yalnızca enerji nin değil; aynı zamanda jeopolitik belirsizliklerin, küresel hesaplaşmaların ve tarihsel hayallerin çarpıştığı bir satranç tahtasına dönüşmüş durumda. Bu denklemde küçük görünen adımlar, büyük küresel kırılmalara yol açabilir. Bu bağlamda önümüzdeki ekim ayında düzenlenecek olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı Seçimleri, sadece Lefkoşa’da değil; Ankara, Atina, Washington, Tel Aviv ve Brüksel’de de yakından takip edilmektedir.

Yukarıdaki harita, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi üzerindeki çok aktörlü askeri yerleşimi özetlemektedir. İngiltere, ABD, Fransa, Yunanistan ve İsrail gibi aktörlerin üsleri, Güney Kıbrıs’ı bir “Operasyon Merkezi”ne dönüştürmektedir. Özellikle, Larnaka çevresinde ABD'nin CYCLOPS tesisi ile İngiltere'nin Akrotiri ve Dhekelia üsleri; Güney’in NATO için Orta Doğu’ya geçiş kapısı haline geldiğini göstermektedir. Aynı şekilde Türkiye'nin Geçitkale ve Boğaz'daki üsleri ile KKTC üzerindeki mevcudiyeti, Kuzey’de denge unsuru olan bir savunma mimarisine karşılık gelmektedir.

2025 seçimlerinde öne çıkan iki aday şunlardır:

- Sn. Ersin Tatar - Ulusal Birlik Partisi (UBP) destekli: İki devletli çözümün ve Türkiye ile stratejik bütünleşmenin savunucusu.

- Sn. Tufan Erhürman - Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) destekli ve Parti’nin Genel Başkanı: Rum ve Batı politikalarına sıcak bakan bir politik çizgide.

Güncel anketlere göre:

• Sn. Ersin Tatar: 5,1-7,9

• Sn. Tufan Erhürman: 3,8-6

• Diğer adaylar: %4- aralığında.

Sn. Tatar önde görünse de Sn. Erhürman’ın oy oranı ile yakınlığı dikkat çekici. Eğer seçim ikinci tura kalırsa, sonuç KKTC’nin siyasi eksenini belirleyecektir.

Sn. Tatar kazanırsa; KKTC-Türkiye savunma ve enerji entegrasyonu daha da kurumsallaşır. Türkiye, Doğu Akdeniz’de 2019 Libya Mutabakatı’nın devamı niteliğinde yeni deniz yetki alanı antlaşmalarını KKTC üzerinden de güçlendirerek Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) kazanımlarını sahada daha güçlü tahkim eder. Bu, GKRY-Yunanistan-Mısır üçgeninin oluşturduğu EastMed projesinin geçersizliğini teknik ve siyasi olarak ortaya koyar. Böylece:

• ABD’nin ve İsrail’in; GKRY’yi Orta Doğu’ya ikmal üssü yapma planı, KKTC'deki Türk varlığı ve Sn. Tatar’ın ikili devlet politikasıyla diplomatik meşruiyet kazanamaz.

•........

© Aydınlık