Akdeniz’in satranç tahtasında Türkiye: İsrail-Yunanistan eksenine karşı sessiz savaş
Doğu Akdeniz, sadece enerji hatlarının değil, egemenlik ve geleceğin de düğümlendiği yeni bir cephe hattına dönüşmüş durumda. Artık mesele yalnızca doğal gaz paylaşımı ya da deniz yetki alanları değil; kim bölgeyi domine edecek, kim geri çekilecek, kim izole olacak? İsrail merkezli jeopolitik analizler, Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile bir ‘Türkiye’yi çevreleme doktrini’ oluşturmaya çalışıyor. Bu girişimler, yalnızca ekonomik ya da diplomatik değil, aynı zamanda askeri, istihbari, psikolojik ve ideolojik düzeyde çok katmanlı bir kuşatma stratejisini yansıtıyor.
Son yıllarda açık biçimde şekillenen İsrail-Yunanistan-GKRY ekseni, Doğu Akdeniz’i Ankara için bir “çevrelenme alanı”na çevirmeyi hedefliyor. EastMed Boru Hattı gibi projelerle Türkiye’nin enerji haritalarındaki merkezi konumu kırılmak istenirken, askeri tatbikatlarla da Ankara’ya karşı caydırıcı bir güç oluşturuluyor.
Ancak, bu üçlü eksenin hedefi yalnızca ekonomik avantaj elde etmek değil! Asıl amaç, Türkiye’nin deniz aşırı nüfuz alanlarını daraltmak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni diplomatik baskıyla izole etmek ve Ankara’nın Akdeniz’deki yalnızlığını kurumsallaştırmak. Ayrıca, Yunanistan’ın iştahını kabartan; Kıbrıs Adası’nın tek bir devlet olarak kendisine bağlanması hayali olan Enosis ile Doğu Akdeniz’den Ege’ye bir hat çizme ve sözde büyük ideali olan “Megola İdea” amaçlarını da unutmamak gerek! Yunanistan’ın böylesi ütopik ama bir o kadar tehlikeli hayalleri; gerek Kurtuluş Savaşı gerek de Kıbrıs Barış Harekatı ile verdiğimiz cevapların periyodik “yeni bir Türk tokadı” sürecinin zamanı geldiğine dair en büyük işarettir! Zamanı gelen bu yeni tokat süreci, Yunanistan’ı yeni bir 30 yıllık........
© Aydınlık
