Zeytinyağı ucuza gidiyor
1960 sonlarında tarımsal yayımla ilgili bir yaz kursuna katılmak için Lübnan’daki bir üniversiteye gitmiştim. Kursa Suriye, Irak, Ürdün, Nepal, Pakistan, Bangladeş ve Türkiye olmak üzere yedi ülkeden katılımcılar vardı. Pakistanlılardan biri bana İngilizce olarak “Müslüman mısınız?” sorusunu yöneltti. Ben “Evet, Müslümanım” deyince bozuldu ve “Elhamdülillah Müslümanım” demem gerektiğini söyledi. İlk kez yurt dışına çıkıp, Pakistanlıların vurgusuz İngilizcesini anlamaya çalışırken ayrıntıya dikkat etmemiş olmalıyım.
Kursiyerleri hafta sonunda bir tanıtım gezisine çıkardılar. “Jeita Caves” adını verdikleri bir mağarayı gezdik. Mağara içindeki nehirde bazı kısımları kayıkla geçerek gördük. Öğle yemeği verilen kır lokantasında Pakistanlılar ile aynı masadaydım. Yemeğin yanında üzerinde siyah zeytin taneleri olan bir salata sunuldu. Pakistanlı Müslümanlardan biri, taneleri işaret ederek onların ne olduğunu sordu. Ben zeytin anlamına gelen “Olive” der demez, “Zaytun” diyerek yerinde hopladı. Kuran-ı Kerim’de adı geçen bu nimet karşısında huşu içinde birkaç saniye sessiz kaldı. Tarım uzmanı olsa bile Muson ikliminde yaşayanların zeytini tanımaması doğaldır. Zeytin Akdeniz havzasına özgü bir üründür. Akdeniz ikliminde bile 600 metreden yüksek yerlerde yetişmez.
Zeytin dönemsellik (periyodisite) gösteren bir bitkidir. Verimin bir yıl yüksek, bir yıl düşük olması hali halk arasında “var yılı” ve “yok yılı” diye adlandırılır. Geçen........
© Aydınlık
