menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Köy Enstitülerinin kuruluş nedenleri

22 8
22.04.2025

Bu yazı Köy Enstitülerinin kuruluş yıl dönümü olan 17 Nisan tarihinde hazırlanmıştır. “17 Nisan Derneği” tarafından Köy Enstitüleri kurucularına yöneltilen yazı başlığındaki soruya en kapsamlı yanıt Beşikdüzü ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinin kurucusu Hürrem Arman tarafından verilmiştir. Sözü değerli öğretmenimize bırakalım:

“Cumhuriyet ve üst yapı devrimleri, çalışan, ilkel de olsa üreten halkımızın, o tarihlerde hemen tümünü kapsayan köylümüze hiçbir uygarca yaşama, gerekli bir üretim biçimi ve tüketimden insanca yararlanma olanağı getirmemişti. Ülkemiz feodal ilişkiler içinde çok azınlıkta olan egemen güçlerin ve köşe başını tutmuş bulunan ortaklarının çıkarlarını koruyacak bir düzen içinde yönetilmekte idi. 1935 istatistiklerine göre, nüfusumuzun yüzde 82’si, sayısı altmış bine varan yerleşme yerlerinde, her yönden bir ortaçağ yaşamı içinde idi. 14 milyon köylü, kasaba, şehir ve köylerdeki eşrafa, tüccara, tefeciye, bürokratlara, ağalara, etkinliklerini sürdüren dede, şeyh gibi her türden sömürücüye bağlı olduğu halde, ilkel araçlar ve geleneksel yöntemlerle yaptığı üretimle toplumu ayakta tutan bir insan gücü potansiyeline sahipti.

Doktorun, hastabakıcının uğramadığı köylerimizde yaygınlaşan kırıcı hastalıklarda bile köylümüz evliyanın, üfürükçünün eline ve çağdışı inanış ve davranışları içinde bırakılmıştı. Köy yolları, kış aylarında her yerle bağlantıyı yok edecek nitelikte idi. Köylerin pek çoğunda en ufak bir onarımı bile sağlayacak alet ve hiçbirinde işlik, usta yoktu.

Köylü nüfusun okuryazar oranı, erkeklerde yüzde........

© Aydınlık