menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nermi Uygur üzerine notlar - 2

7 2
20.07.2025

Nermi Uygur’un felsefe dünyasında içe kapalı bir yapı değil benlik; derinleşmek için başka’ya yönelmek, şeylerle, zamanla, anlamla ve yaşamla kurulan ilişkilerde inşa etmek varlığı. Dolayısıyla sevgi de bağımsız değil bundan.
Sevgi, “başka-sevgisi” Nermi Uygur’da. Birleştirmeyen, hiç olmazsa uzaktan birleştirmeye yönelmeyen sevgiyi, saymıyor sevgiden. Daha doğrusu, sevgi olmadığını söylüyor onun. Sevgiyi, sevilenin ya da sevmenin kölesi olmak diye düşünenler ya gerçekten sevmiyorlar ya da sevgiyi çarpık yorumluyorlar ona göre. Sevgi, sevilenle yücelmektir. Öyleyse Nermi Uygur için sevgi bir varoluş yönelimi; çözülmek değil sevgilide, yükselmek, benliğini derinleştirmek; dünyayla, yaşamla kurulan biricik ilişki. Sevgi, ben’in ben’i; ben’in kendini kurma süreci. “Ben, başka’yı benimseye benimseye ben olmakta.”
Nermi Uygur’un felsefesi kendi nehrinde akan bir felsefe. Ancak bu nehre bir kere giren okur, tematik ya da kavramsal ve yöntemsel açıdan, etik vurguları, varoluş duyarlılığı ya da dili açısından onlarca nehre giriyor sonunda. Çağrışımlar doğuruyor Nermi Uygur felsefesi okurda.
Başka-sevgisinin ilkin Hegel’i çağırması boşuna değil. Hegel’de aşkın öğelerinden birisi, belki de en önemlisi, sevenin “ben varım” demesi; yani sevenin önce kendi benliğini, varlığını kavraması, özünü bulması ve olumlamasıdır. Seven, özünü bulduktan sonra, onu sevilende........

© Aydınlık