Çağdaş Sanatın Sahtekârlığı - 3 Küratöryal güç ve yıkıcı ittifak
“Küratörün söylemi piyasanın söylemidir, küratör bir satıcıdır. Ürün, yani sanatçı değişebilir; satıcı ise sabittir.”
A. Lesper
Kavramsal sanatın yükselişiyle, bir diğer ifadeyle, “sanatın retorik ve teorik bir spekülasyona dönüştürülüp söylemsel bir yapıya indirgenmesiyle” birlikte, sanatçının önünde konumlandı küratör.
Özellikle 1990’lardan itibaren, küratör yalnızca seçen değil, anlatıyı kuran, hatta eserin anlamını tescilleyen bir otorite. Sanatçının üretimi ise, böyle bir iklimde, küratöryal senaryonun ham maddesidir. Bu durum, düşünsel bir rehberlik değil elbette; piyasanın söylemsel altyapısının büyülü bir kurgusudur. Öyleyse küratörlük, sanatın ekonomik dolaşımını düzenleyen bir editörlük makamıdır artık.
Sergilenen bir sanat eseri, her şeyden önce, estetik bir değere dayanmalıdır. Çünkü değer görenin, duyulara hitap eden bir dünyasının olması beklenir. Bu, ideal bir güzellikten beslendiği gibi, çirkinin ve rahatsız edicinin estetikleştirilmesinden de beslenebilir. Ama muhakkak estetik bir değerle beslenmelidir. Eserin, ayrıca, toplumsal ve kültürel/tarihsel değerleri vardır. Çünkü bir eser, kendine içkin döngüsünden çok toplumla kurduğu ilişkide anlamlıdır. Değil mi ki sergileme, eserin kamusal alana taşınması, tartışmaya açılması, paylaşıma sokulmasıdır. Bir bakıma toplumsallaşmasıdır, bu. Onun için hafızasına işlenir kültürün. Sergilendiği anda eser, nesne olmaktan çıkar; düğümüdür artık bir ağın. O ağın içinde sanat, toplumun kendine tuttuğu aynanıntozunu alır, yeri gelince o aynadan başka bir şey yaratır.
Modern sanatta bir işin sergilenmesi, estetik değerinde değildir artık; doğru ilişkilere, doğru fonlara, doğru metinlere bağlılığındadır. Küratör ise bu ilişkide, sanatın epistemolojisini değil, dolaşımını belirleyen bir aracıdır. Lesper’in “dogma” dediği şey buradadır işte, bu doğrultuda hayat bulmaktadır: Küratörün gücü her şeyin üstündedir. Bir tanrıdır âdeta o, kurumsal meşruiyetle tartışılmaz bir statü yaratmıştır: Sergiye alınmayan eser, var olmamış sayılır; katalogda yer almayan sanatçı, yoktur, hiç olmamıştır.
Neoliberal kültür ekonomisinin “ağ” mantığı,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon