menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türk Hanımlar Fotoğrafhanesi: Naciye

17 1
07.05.2025

Her şey, zaruriyetten baba yadigarı gümüş bir tepsinin Mahmutpaşa’daki bir antikacıya satılmasıyla başlar. II. Meşrutiyetin kargaşalı zor günlerinde Naciye Hanım da diğer asker eşleri gibi kocası Binbaşı İsmail Hakkı Bey’in maaşını düzenli bir şekilde alamaz olmuştur. Çocuklarına bakmak için elde ne varsa satmaya başlamıştır. Beşiktaş’taki Sait Paşa Konağı sakinlerinin eski günlerine veda etme zamanı gelmiştir artık.

İlk Müslüman Türk kadın fotoğrafçı Naciye (Suman) Hanım’ın öyküsü de burada başlar.

“…Ben insan değil miyim… Ben hayatımı kazanamaz mıyım, ben çocuklarıma bakamaz mıyım, illaki bunları satarak mı yaşayacağız? Ben fotoğrafhane açacağım…” deyiverir bir anda…

Ve böylece Müslüman bir Türk kadını olarak ilk fotoğraf stüdyosunu açar. Ancak ne o içinde bulunduğu coğrafyada ilk Müslüman kadın fotoğrafçı olduğunu bilir, ne de mahcubiyetlerinden sıyrılarak onun stüdyosuna gelen kadınlar…

O dönemlerde bir kadın olarak iş yaşamına atılmak, hele hele bir fotoğrafçı olarak sanıldığı gibi pek kolay bir şey değildir. Öncü olmak bir açıdan zoru, olanaksız gibi görünen bir engelli aşmakla başlar her zaman. Ve derken ev-çarşı-hamam sınırları içinde tutsak olan kadınlar Naciye hanımın objektifi önünde mahcubiyetlerinden arındırdıkları suretleriyle nice anımsamaların birer ölümsüz öznesi olmaya yol alırlar.

Gülderen Bölük fotoğraf tarihimizde yeterince bilinmeyen -ya da........

© Aydınlık