İngiliz köle ticaretinin tarihçesi - 2
David Olusoga. Yazar, akademisyen, araştırmacı ve siyahi. Black and British (Siyahi ve Britanyalı) kitabında kendi sözleriyle “Koca Afrika kıtasının insanları olan siyahilerin nasıl olup da bu ufak adaya geldiğinin köklerini” araştırıyor. Sömürgelerde doğan bebeklerin de köle addedildiğini, kızgın demirle kime ait olduklarının tenlerine damgayla, yakılarak kaydedildiğini, kaçarlarsa öldürüleceklerini ve diğer cezalandırma yani işkence metotlarının kayıtlarını yasalara yazılmış şeklinde izleyicileri ile paylaşıyor belgeselinde…
Yani köle öldürmek yasalara göre serbest, insandan sayılmıyorlar. Nasıl bir aşağılanma. Bu yasalara “köle kod”ları demişler İngiliz İmparatorluğunda. “Böylece bu ülkede iki birbirine karşıt, çelişkili adalet sistemleri oluştu” diyor.“Ana adada yasa, adalet tüm halkı için tüm temel özgürlükleri korurken, kolonilerde bazı grupların yani kölelerin özgürlüğü hiçe sayıldı” diye ekliyor.
Britanya’da büyük çiftlikler yoktu ama limanlarında köle satılıyordu. Zamanla adanın insanları köleciliği fark edip buna itiraz etti. Yasaların karmakarışık olduğunu ve........
© Aydınlık
