menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Aşk, ölüm, tutku, dostluk ve kıskançlık üzerine bir anlatı: Hazlar ve Günler

26 1
15.03.2025

Fransız Edebiyatı dendiğinde akla ilk gelen yazarlardan biri olan Marcel Proust, 10 Temmuz 1871’de Auteuil’de doğdu. 1890’da Hukuk Fakültesi’ne ve Siyasal Bilgiler Okulu’na kaydolan Proust’un aynı zamanda edebiyata ilgisi vardı. Arkadaşlarıyla birlikte kurduğu Le Banquet dergisinde edebiyat eleştirileri kaleme aldı. Kayıp Zamanın İzinde’nin ilk kitabına eskiz olacak “Swann’ın Bir Aşkı”nın ilk tohumlarını 1893’te yazdı. 1894’te başlayan başta Fransa olmak üzere Avrupa'yı sarsan Dreyfus olayı 1898’e gelindiğinde epey büyüdü. Dreyfus yanlılarını destekleyen Proust, magnum opus’u olarak adlandırılan ve 1908’de yazmaya başladığı Kayıp Zamanın İzinde serisinde de bu olaya fazlasıyla değindi.

1895’te Felsefe diplomasını aldı. Marcel Proust, tüm hayatını etkileyecek olan astım kriziyle yaşıyordu. İlk krizi 1881’de geçiren yazar uzun yıllar eve kapanarak eserlerini yazdı. Bronşit krizi geçiren Proust’un sağlığı kötüye gitti. Zatürreye çeviren hastalık nedeniyle 18 Kasım 1922’de hayatını kaybetti. Büyük eserinin son 3 cildi ise (Mahpus, Albertine Kayıp, Yakalanan Zaman) ölümünden sonra basıldı.

Kitap Anatole France’ın kısa önsözüyle açılıyor. “Kendi kendini tavsiye ediyor, kendini anlatıyor ve kendine rağmen kendini sunuyor” diyor Proust için France. Hazlar ve Günler içinse şöyle söylüyor: “Ciddi Hesiodos Helikon’un keçi çobanlarına İşler ve Günler’i anlatmıştı. (…) Hazlar ve Günler’i bizim yüksek sosyete........

© Aydınlık