menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Avrupalılar Trump karşısında nasıl bir strateji izleyecek?

12 1
27.01.2025

Seçim kampanyasını “Önce Amerika” şiarı çerçevesinde yürüten Donald Trump 20 Ocak Pazartesi günü yemin töreninde yaptığı konuşmasında her şeyden önce iç politikayı öne çıkardı ve Amerikan halkına seslendi. Paris Anlaşması'ndan ve Dünya Sağlık Örgütü'nden (WHO) çekildiğini açıklarken seçim öncesi veya seçildikten sonra özellikle Avrupa’da büyük yankı uyandıran konulara ilişkin veya NATO’nun geleceği ve Avrupa-NATO ilişkileri ya da Ukrayna savaşı hakkında açık tek bir kelime bile etmedi. Fakat Avrupalılar Trump’ın açıklamalarını endişeyle dinlediler.

Trump bugün daha güçlü ve arkasında dört yıllık bir başkanlık tecrübesi var. 2017’de beklenmeyen bir başarı elde etmişti. Kendi partisini (Cumhuriyetçiler) kontrol edemiyordu. 2025’te güçlü bir başarı elde etti. Başkanlığı kazandığı gibi hem Kongre'yi hem de Yüksek Mahkeme'yi kontrol ediyor. 2017 yılında Avrupa'da savaş yoktu ve dış politika konusundaki bölünmelerin Avrupa kıtasının güvenliği üzerinde doğrudan bir etkisi yoktu. Hatta Rusya, Çin ve İran ile ilişkilerini geliştirebilmişlerdi. Ekonomik kriz vardı ama bugünkü kadar değildi. İlk üç yıl milyonu geçen ölümlere mal olan ve trilyon dolarları aşan bir yük getiren Korona salgını yaşanmamıştı. Böyle bir dünyada Macron’un Fransa’sı ve Merkel’in Almanya’sının başını çektiği Avrupalı liderler Trump’ın karşısına dikilebilmişlerdi. Ama bugün artık Avrupa karşısında daha özgüvenli bir ABD Başkanı var.

Avrupalılar Yeni ABD Başkanı Trump’ın Avrupa ülkelerine ilişkin yapacağı ekonomik, askeri ve siyasi dayatmaları biliyorlardı. Birincisi Avrupa’nın yaptığı ihracat mallarına ek gümrük vergisi getirmek. İkincisi, Askeri harcamalarını ve NATO’ya katkılarını artırmak. Üçüncüsü, Ukrayna savaşını Rusya Devlet Başkanı Putin ile anlaşarak bitirmek.

Bütün bu sorunlar, zorluklar içinde Avrupalıların üzerinde durduğu ve endişelendiği konu Trump Amerika’sı ile ticaret. AB ile ABD arasındaki ticarette AB ülkeleri kazançlı durumda çünkü 350 milyar fazlaları var. İşte Trump’ı “isyan” ettiren de bu durum.

Trump, yemin töreninde açıkça ifade etmedi ama 21 Ocak Salı günü düzenlediği basın toplantısında daha doğrudan konuştu: Avrupa'dan ithal edilen ürünlere ek gümrük vergisi uygulanması olasılığını yeniden açık bir şekilde gündeme getirdi. AB ile 350 milyar dolar ticaret açığı verdiklerini söyleyen Trump bu açığın Avrupa'nın ABD petrol ve doğalgazına yönelik ilave alımları yoluyla da ele alınabileceğini söyledi. Avrupalılar için “AB bizim için çok kötü. Bize çok kötü davranıyorlar. Arabalarımızı almıyorlar. Tarım ürünlerimizi almıyorlar. Neredeyse hiçbir şey almıyorlar,” diye ekledi. “Bunu ya gümrük vergileriyle çözeceğiz ya da petrol ve gazımızı satın almak zorunda kalacaklar” dedi.

Yemin töreni öncesi Trump’ın bu çıkışlarına sessiz kalan AB yönetici ve liderleri artık Trump’ın resmen ABD Başkanı koltuğuna oturması ve Avrupa’ya yönelik açıklamalarına devam etmesi ve direnmesiyle birlikte, ABD’ye karşı nasıl bir tavır almak gerektiği konusunda bir strateji geliştirme çabası içine girdiler. Ama gerçek şu ki Avrupalılar, Donald Trump'ın kampanya vaatlerini hayata geçirmesi halinde nasıl bir strateji izleyeceklerine henüz karar vermiş değiller. Her kafadan, her kurum yöneticisinden ve ülke liderlerinden ayrı ayrı sesler çıkıyor. Bazıları ABD ile bir ticaret savaşından kaçınmayı, Trump’ı yatıştırmayı ve anlaşmayı savunurken bazıları da Avrupa’nın ABD’ye “gücünü göstermesi” çağırısında bulunuyor.

Uzun süre sessizliğini koruyan Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen pragmatik bir tavır sergiliyor. Salı günü İsviçre'de düzenlenen Davos Ekonomik Forumu'na katılan ve bir konuşma yapan Leyen, Washington'un önemli bir ticaret ortağı olduğunu hatırlatarak, “İlk önceliğimiz ortak çıkarlarımız doğrultusunda hızlı bir şekilde görüşmelere başlamak ve müzakereye hazır olmaktır” diyen Leyen sözlerini şöyle sürdürdü: ”Pragmatik olacağız ancak çıkarlarımızı savunmak ve değerlerimize saygı göstermek gibi ilkelerimiz konusunda da kararlı olacağız”.

Le Figaro’nun aktardığına göre: Ticaret cephesinde ise Komisyon Başkanı (Leyen), Beyaz Saray'ın ev sahibinin gözüne girmek umuduyla ABD'den daha fazla sıvılaştırılmış doğal gaz almayı önererek kartlarını çoktan açtı… Doğalgazın yanı sıra havacılık ya da silahlanma da buna dahil edilebilir. Amaç Trump’ı yatıştırmak ve bir anlaşma yapmak.

Ama diğer taraftan Davos’taki konuşmasında Ursula von der Leyen, “Sadece değerlerimizi paylaşan uzun süreli dostlarımızla değil, aynı zamanda ortak çıkarlarımızın olduğu tüm........

© Aydınlık