Avrupa’nın üç korkusu: ABD, Rusya ve Çin
Uluslararası dengelerin çok kutuplu bir dünyaya evrildiği ve yeni bir dünyanın doğduğu günümüzde, Avrupa Birliği (AB) giderek yalnızlaşıyor. Jeopolitik ve jeostratejik açıdan kırılgan bir konumda olan AB; ABD, Rusya ve Çin karşısında bocalıyor, korkuyor ve kendisine bir yer arıyor. Daha önce Irak ve Suriye’de, bugün Ukrayna’da yaşanan jeopolitik krizlerde Avrupa, ABD’nin onayı olmadan bağımsız hareket etme olanağından yoksun durumda. Bu durum küresel düzeyde liderlik eksikliğini de ortaya koymaktadır.
Eski kıta, 1945'te İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana, özellikle savunma ve güvenlik alanında büyük ölçüde ABD'ye bağımlı olmuştur. Bu durum kısa vadede değişecek gibi görünmüyor. AB’nin Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası geliştirememesinin en büyük nedeni Atlantik’ten kopamamaları ve Avrupa’nın savunmasını NATO’ya teslim etmesinden kaynaklanmaktadır. Washington egemenliğindeki NATO'nun güvenlik şemsiyesi altında olan kıta, gerçek bir askeri ve diplomatik egemenlik inşa etmekte zorlanıyor.
AB inşa süreci aynı zamanda ABD’nin dayattığı küreselleşmeyle birlikte neoliberalizmin bu yaşlı kıtaya yerleşme sürecidir. Avrupa devletlerinin dinamiklerinin, sosyal yapısının, egemenliğinin zayıflatıldığı bir süreçtir aynı zamanda. Bu süreç içerisinde küreselleşmecilerle ulusal egemenlikçiler ayrıştılar karşı karşıya geldiler.
Avrupalı küreselci liderler Biden döneminde silah ithalatını neredeyse ikiye katlamıştı. Avrupa ülkeleri 2020-2024 döneminde silah ithalatını 2015-2019 dönemine kıyasla 5 oranında artmıştır. Bu silahların d'ü Amerika Birleşik Devletleri tarafından tedarik edilmiştir. Fransa Başbakanı François Bayrou 5 Mart’a Senatoda yaptığı konuşmada “Avrupa Birliği'nin silahlarının üçte ikisi ABD'den satın alınıyor” itirafında bulunmuştu. Almanya'da ABD'den yapılan ithalatın payı son beş yılda neredeyse yüzde 61 oranında artmıştır. Bugün Almanya'nın silah ithalatının üçte ikisinden fazlası (p) ABD'den gelirken, 2015-2019 yılları arasında bu oran %9'du. Ayrıca Avrupa’da özellikle de Almanya’da on binlerce askeri ve üsleri bulunmakta.
Avrupa, 2000’li yıllardan sonra ABD’nin Afganistan, Irak, Libya ve Suriye’de yaşadığı yenilginin ortağı olmuştur. Özellikle ABD’nin NATO’nun doğuya doğru genişleme ve Rusya’yı kuşatma planında aktif olarak yer almış, Rusya’ya yaptırımlara katılmış, Ukrayna savaşında Rusya’ya karşı her türlü mali ve askeri gücünü seferber etmiştir.
Ukrayna savaşıyla içine girdiği enerji kriziyle ekonomisi zayıflamış ve buna paralel olarak istikrarlı hükümetler oluşturamayan bir siyasi kriz içine girmiştir. Avrupa’nın Rus gazına bağımlılığı ve Rusya’nın gaz musluğunu kapatmasının derin ekonomik sonuçları olmuştur.
Yaptırımlar ve Ukrayna savaşıyla Rusya’ya diz çöktürme beklentileri tükenmiştir. Çin’in yükselişi küresel düzeyde ekonomik dengeleri değiştirmiştir. Bu gelişmelerle birlikte Çin Avrupa’nın önemli bir ticaret ortağı ve güçlü bir rakibi durumuna gelmiştir. Çin-Avrupa arasındaki ticari rekabet Çin’in lehine gelişmiştir.
Donald Trump’ın yeniden seçilmesi Avrupa açısından bir dönüm noktası olmuştur. Trump’ın izlediği siyasi ve ekonomik çizgi dünya dengelerini de etkilemiş ve alt üst etmiştir. 80 yıl boyunca Avrupa’nın koruyucu rolünü üstlenen ABD, artık geleneksel ittifaklarından uzaklaşıyor. ABD’nin başını çektiği transatlantik ittifak (NATO) tarafından yönetilen, Çin ve Rusya'yı çevrelemeye yönelik strateji istenen hedeflere ulaşamadı. Trump Putin ile birlikte Avrupa’yı dışlayarak Ukrayna savaşını bitirmek istiyor. Bunun karşısında şok olan ve panikleyen, başını Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un çektiği Avrupa’nın küreselci liderleri ise savaş kışkırtıcılığı yaparak savaşın devam etmesini istiyorlar.
Adeta küreselleşmenin ve serbest piyasanın sonunu ilan eden Trump’ın gümrük vergilerini artırma çıkışından Avrupa da nasibini almıştır. Telaşa düşen Avrupalılar da ABD’nin yaptığı ihracattan alınan gümrük vergilerini yükseltme kararı aldı. Ardından ABD Başkanı Çin’in haricindeki ülkelere uyguladığı gümrük tarifelerinde doksan günlük bir “duraklama” ve bu süre zarfında söz konusu........
© Aydınlık
