ABD’nin hegemonyacı ve saldırgan Başkanı Joe Biden, Atlantik cephesinin Avrupalı sadık liderleri Macron, Scholz, Starmer ve Brüksel diktatörlüğünün şefleri gibi işbirlikçileriyle beraberdi. Birlikte Avrupa’yı Ukrayna bataklığına sürükleyerek ülkelerini derin bir ekonomik ve siyasi krize sürüklediler. Bugün, içine düştükleri bu sarmaldan kurtulmak için çareyi silahlanmada ve Ukrayna’da savaşın devam etmesinde arıyorlar.

Avrupa’nın Victor Orban, Giorgia Meloni, Marine Le Pen, Alice Weidel ve diğer milliyetçi liderleri ise ABD’nin yeni Başkanı Trump ile birlikte yan yana geldiler. Orban Trump’ın seçilmesini “dünyanın şiddetle ihtiyaç duyduğu bir zafer” olarak değerlendirirken Almanya Alternatif Partisi (AfD) Eş Başkanı “bu seçime karar verenin uyanmış Hollywood değil, çalışan Amerikan halkı” olduğunu söyledi. Ulusal Birlik Partisi ve AP Vatanseverler Grubu Başkanı Jordan Bardella da “Donald Trump'ın vatanseverliğine ve ülkesinin çıkarlarını savunma konusundaki istekliliğine büyük saygı ve hayranlık duyuyorum.” dedi.

Eskinin Atlantikçileri Amerika karşıtı olurken, Amerikan karşıtları Trump Amerika’sının dostu durumuna geldi. Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşü ABD ile Avrupa arasındaki ilişkileri derinden değiştirdi; ABD ile ilişkilerinde Avrupa’da siyasi saflaşma daha da netleşti; liberali, sosyal demokratı, “komünisti”, yeşili ve onların komutasındaki sendikaları, kitle örgütleri ve hatta patron sendika ve dernekleri, tekelci burjuvazisi, silah endüstrisi gibi bilumum savaş yanlısı küreselci ve neoliberaller Trump’ın karşısında mevzilendi.

Son on yıldır Avrupa’da yükselen milliyetçilik Trump’ın........

© Aydınlık