menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

2030’a doğru, Araplar ve BRICS’in ortak gelecek stratejisi

21 9
28.05.2025

Dünya siyasetinde tek kutuplu emperyalist düzenin çöküşüyle birlikte, yeni bir dünya haritası yavaş yavaş şekilleniyor. Bu süreçte Arap dünyası da artık Batılı hegemonyanın perçinlediği uluslararası ilişkiler kalıplarından kurtulma arayışına girmiş durumda. Türkiye ile ortak tarihî ve kültürel bağlarımızın bulunduğu bu geniş coğrafya, çok kutupluluğun en önemli aktörlerinden biri haline gelmeye aday. Bu yazıda, Arap ülkelerinin çok kutuplu dünyaya yönelişini, BRICS’in rolünü ve Türkiye açısından bu sürecin fırsatlarını inceleyeceğiz. ABD başkanı Trump’ın Arap yarımadasına yaptığı son ziyaretler sonrasında basına yansıyan trilyon dolarlık yapay zekâ görüşmelerini de değineceğiz.

ABD'nin Irak işgali (2003), Libya'daki müdahale (2011) ve Suriye'deki yedi yıllık yıkıcı savaşın ardında hep aynı gerçek saklı: Batılı emperyalizm, Arap dünyasını kontrol etmek için askerî müdahalelerden ekonomik ablukaya kadar her yöntemi kullanmıştır. Ancak bu müdahaleler uzun vadede hedef devletlerde sistemin çöküşünü hızlandırmış, yıllara yayılan derin iç savaşlar ve bölgesel çatışmalara neden olmuştur.

Bugün Arap dünyasının büyük kısmı, ABD ve Avrupa’nın egemenliğine karşı çok kutuplu bir dünya inşa etme yönünde ciddi adımlar atıyor. Bu çerçevede BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) ve Kuşak Yol Projesi (BRI) gibi girişimler, özellikle Arap ülkelerinin ekonomik ve stratejik olarak yeni ittifaklar kurabilmesi açısından hayati önem taşıyor.

ABD'nin Orta Doğu’daki ittifakları giderek zayıflarken, petrol ihracatında Çin’in payı artmaktadır. Suudi Arabistan gibi geleneksel ABD müttefikleri dahi enerji ihracatında ABD yerine Çin’i tercih etmeye başladı. Reuters’ta yer alan bir rapora göre, 2024 yılının ilk çeyreğinde Suudi petrol ihracatının yüzde 27’si Çin’e gitti; ABD'ye olan pay ise yüzde 11'e düştü (Reuters, 2024).

Bu dönüşüm yalnızca ekonomide değil, aynı zamanda güvenlik alanında da hissediliyor. NATO ülkelerinin desteğiyle yürütülen operasyonların başarısızlığı, Arap ülkelerini Rusya ve Çin gibi alternatif güçlerle işbirliğine yöneltmektedir.

BRICS, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi bir alternatif olarak yükseliyor. BRICS dolar hegemonyasına meydan okuyor, bölgesel ticaret anlaşmalarını teşvik ediyor ve gelişmekte olan ülkelere kendi geleceğini kendilerinin çizme olanağını sunuyor. Arap dünyasında özellikle Cezayir, Mısır, Sudan, Tunus, Lübnan ve Yemen gibi ülkeler, 2024 yılında BRICS’e üyelik başvurusunda bulundular ya da gözlemci statüsüne alınmayı başardılar.

Resmi kaynaklardan alınan bilgilere göre, BRICS Dış İşleri Bakanları Toplantısı (2024, Moskova) sırasında, Mısır ve Cezayir'in tam üye olma sürecine geçtiği duyuruldu. Ayrıca BAE ve Suudi Arabistan, BRICS Para Fonu (Contingent Reserve Arrangement - CRA) kapsamında yatırım yapma........

© Aydınlık