Hitler ilk adımlarını Viyana’da atmıştı
27 Ocak 1945’te tarihinde Hitler Almanya'sına giren Rus ordusu, Auschwitz toplama kampında kalan mahkumları kurtarmıştı. Almanya bu tarihi, Cumhurbaşkanı Roman Herzog’un 1996’daki girişimiyle Yahudi Soykırımı'nı Anma Günü olarak kabul eder. 2005 yılında Birleşmiş Milletlerin önerisiyle 27 Ocak “Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma Günü” oldu.
Nazi kamplarında öldürülenler geçen çarşamba Berlin’de anıldı. Aradan tam 80 yıl geçmiş. Alman Parlamentosu’nun büyük salonunda yapılan törene ilk kez bir Rusya temsilcisi davet edilmedi. Auschwitz toplama kampı Nazilerin Yahudilere, Romanlarla Sintilere uyguladığı kıyımın simgesidir. Bu azınlık kıyımı Alman tarihinin yaşadığı bir ırksal çılgınlıktır. Ausschwitz’de 1,1 milyon insan, ağırlıklı olarak Yahudiler, insanlık dışı koşullarda yaşamlarını yitirmişti. Berlin’deki etkinlikte anma konuşmalarını Cumhurbaşkanı Steinmeier ve Holokost’tan sağ kurtulan Roman Schwarzman yaptı. İki yaşında Auschwitz’den kurtulan Eva Umlauf için orası “dünyanın en büyük mezarlığı”!
Nazi kıyımının en son tanıklarından biri kabul edilen Margot Friedländer de son yıllarda değişik toplantılara davet ediliyor. 103 yaşındaki enerjisi sonsuz, dinç kadın hâlâ o günlerde yaşananları unutturmamak için aktif bir şekilde çalışıyor. Babasını, annesini ve kardeşini Nazi toplama kamplarında yitiren genç Margot 1944’te Theresienstadt kampına atılır, orada tanıştığı Adolf Friedländer ile savaşın ardından evlenir. Son yıllarda çağırıldığı değişik toplantılarda, öncelikle gençlere yaptığı uyarılarla anma kültürünün tüm yükünü adeta tek başına omuzluyor.
* * *
Genç Adolf Viyana'ya ilk geldiğinde 16 yaşındaydı. Çocukluğunun ve gençliğinin ilk yıllarını geçirdiği Linz’in sıkıcı havasından kurtulmak, başka şeyler görmek, yaşamak istiyordu. Dul annesinin verdiği cep harçlığı ile Viyana'da haftalar geçirdi. İnsan kalabalığı, geniş bulvarlar, binlerce otomobil, kamyon ve fayton onu şaşkına çevirdi. Viyana'nın tarihi yapılarına, kiliselerine, müzelerine, kahvelerine hayran kaldı. Başkentin cadde ve sokakları ışıl ışıldı. Evleri de elektrikle aydınlatılıyordu. Kavgacı babası öldüğünde Adolf 13 yaşındaydı. Bir yıl sonra notları kötü olduğu için Linz ortaokulunu terk etmek zorunda kalmıştı. Annesine çok bağlıydı, babasını ise hiç sevmemişti.........
© Aydınlık
visit website