menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hukuk devletinin temeli: Adil yargılanma hakkı

19 0
10.05.2025

Sorunlarını rasyonel siyaset yoluyla çözemeyen Türkiye’de iktidar demokrasi ve hukukla bağını keserken adli suç işleyenleri dışarıya çıkarıp, siyasal suç işlediklerini iddia ettiği gazetecileri, akademisyenleri , politikacıları, entelektüelleri cezaevlerine doldurdu.

Hukuki zeminin dışına çıkmayı kolaylaştıran terörle mücadele yasaları, muhalifleri ve muhalif varsayılan kişileri, gazetecileri, insan hakları savunucularını, siyasetçileri, avukatları ve diğer birçok kişiyi hedef almak için kullanıldı.

Binlerce kişi, haklarını ihlal eden ceza soruşturmalarına, kovuşturmalara ve cezalandırıcı nitelik taşıyan tutuklu yargılamalara maruz kaldı.

İktidarın kendisini hukukla bağlı görmediği, adil yargılanma hakkının çiğnendiği, sanığın ve mağdurun haklarının gözetilmediği, insan hak ve özgürlüklerinin kullanılamaz hale geldiği, insanlık suçlarının cezasız kaldığı bir yerde şiddet, çatışma, gerilim yani medeniyetsizlik var demektir.

İktidar cephesi, muhalif kesimleri ve eleştirel düşünenleri tevarüs ettiği kadim devlet geleneğiyle, siyasi suç ve delil icat edip, yargıyı ve hukuku araçsallaştırarak tutuklatmakta ve adil yargılanma hakkından mahrum etmekte.

Demokrasisi gelişmemiş polis devletlerinde ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku siyasi rakiplerin ve muhalefet unsurlarının ortadan kaldırılmasında araç olarak kullanılmakta. Cumhur İttifakı iktidarı da aynı yolu izlemekte.

Özellikle ceza muhakemesi hukuku, geçici, meşru amaçla orantılı nitelikte olması gereken yakalama, gözaltına alma, tutuklama, arama, el koyma, iletişimi dinleme ve tespit etme, teknik takip gibi koruma tedbirlerinin uygulanmasında kötüye kullanılmaya en müsait hukuk disiplini.

Birçok masum insan evrensel hukuk ilkeleri çiğnenerek ve ceza muhakemesi kanunu kullanılarak soruşturmanın ve kovuşturmanın sonucu ne olursa olsun uzun süreler mağdur edilebilmekte.Bu nedenle ceza muhakemesi hukukuna masumların hukuku da denilmekte. Çünkü uygulanan koruma tedbirleri, kişilik haklarımızı, özgürlüklerimizi doğrudan ilgilendirmekte ve tehdit edebilmekte.

Suçlanan kişilerin haklarının korunması Birleşmiş Milletler Örgütü kurulduktan sonra gündeme geldi ve bu konudaki ceza muhakemesi ilkelerine ilişkin düzenlemeler 10/12/1948 tarihinde yayımlanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer aldı.Bu beyannamenin 5. maddesiyle işkence yasağı, 9. maddesiyle keyfi tutuklama ve hapsetme yasağı, 11. maddesiyle suçsuzluk karinesi, suç ve cezada kanunilik ilkesi geldi.

10. maddeyle de tüm insanlara hakkaniyete uygun ve aleni duruşma hakkı tanındı.Maddede ayrıca uyuşmazlığın esası hakkında açılan davayla ilgi olarak bir mahkeme tarafından karar verilmesini talep........

© Artı Gerçek