Aşk biter mi?
Oyun yazarlığını Serhat Yiğit’in, yönetmenliğini Işıl Kasapoğlu’nun yaptığı, Evrim Alasya ve Kerem Alışık’ın rol aldığı “Aşk Biter Mi ?” oyununu keyifle izledim. Oyun, 12 yıl sonra bir araya gelen iki insanın mutlu aşk var mı, aşk biter mi temaları üzerinden kendi ilişkilerini de sorguladıkları bir şiir şölenine dönüşüyor.
Evrim Alasya sesinin berraklığı ve güzelliğiyle, Kerem Alışık şiir okumadaki duyguyu aktarma ustalığıyla yakın tarihin ünlü şairlerinin hüzünlü aşklarının duygularını seyirciye yaşatma hünerini gösteriyorlar.
Attila İlhan’ın Paris’te tanıştığı Maria Missakian ile yaşadığı ayrılıkla son bulan aşkının yarattığı duygular şiire varıyor.
“Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ıstıyorum”
Vuslatın olmadığı aşk, şaire ayrılığı da sevdaya dahil ettiriyor.
“gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
yaseminler unutulmuş
tedirgin gülümser
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
çünkü ayrılık da sevdaya dahil
çünkü ayrılanlar hala sevgili”
Orhan Veli’nin karşılıksız Nahit Gelenbevi aşkı. Ahmed Arif’in hasretinden prangalar eskittiği Leyla Erbil tutkusu.
İçsellik kavramlarından biri olan “Acı”, Aşk’ı besleyen en önemli duygu hissetme kapasitesiyle anlam kazanmakta. Aşk’ın biricikliği ve yoğunluğu sadece yoksunluğuyla ortaya çıkar ve bıraktığı acı ile hissedilir. Hayatın en çıplak gerçeği olan acıya razı olmayanlar, onu içselleştirmeyenler yas tutamaz ve onun yeniden doğurduğu Aşk’ı yaşayamazlar.
Alain Badio, “acı çekmeden pekala aşık olabilirsiniz” sloganını eleştirir. Nesnelere bağımlılık yaratmaya yönelik olarak kurulmuş tüketim toplumu Aşk’ı risksiz, tutkusuz ve zevkli cinsel........
© Artı Gerçek
