menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Meşruiyet"in Kaybı

45 13
28.03.2025

Daha önceki yazılarımda adalet, hakim bağımsızlığı ve tarafsızlığı, hukuk güvenliği, hakimin niteliği, yargının araçsallaştırılması ve iktidar tarafından kullanılması konularında ısrarla durmuş, ülke demokrasisi ve hukukunun eğik düzlemde nasıl kaydığını belirtmiştim. İnsan hak ve özgürlüklerinin kullanılamaz hale getirilmesinin vahim sonuçlarını analiz etmiştim. Durum iktidarın meşruiyet kaybına yakın durduğunu gösteriyordu.

Meşru yani evrensel hukuka dayanan bir yargı sisteminin herkes için ne kadar elzem olduğu anlaşılmış olmalıydı. Ancak ne yazık ki iktidar henüz bunun farkında değildi ve güce dayalı bir hukuksuzluğu bize meşru ve sürdürülebilir bir hukukmuş gibi göstermeye çalışıyordu. Artık hukukun işlemediği, ceza yargısı alanının siyasi iktidarın karanlık gölgesi altında kaldığı Kafkaesk bir durumu yaşamaktayız.

Tek kişide tecessüm etmiş olan iktidarın iki hamlesi toplum nezdinde meşruiyet sınırının aşılmış olduğunu gösterdi. Birinci hamle Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasının İstanbul Üniversitesi’nce iptal edilmesiydi. 31 yıl önce alınmış bir diplomanın 28 kişiyle birlikte üniversiteye iptal ettirilmesi siyasi rakibini herkesin görebileceği ve anlayabileceği bir çıplak şiddetle sahanın dışına savurmak olarak gözüktü.

Aralarında herhangi bir birliktelik olmayan 28 genç insanın başvurusunu idarenin kabul edip onların kariyerlerini verilen diploma üzerine inşa etmelerinin yolunu açması hiçbir bakımdan onların kusuru olamaz. Bu durum idarenin çok açık bir “hizmet kusuru” olduğunu göstermekte. 31 yıl sonra ceza soruşturması yapılmasını gerektiren bir sahtecilik varsa bunun saptanması öncelikli mesele olup. ceza yargılaması yapılmasını gerektirir. Bu durumda da zamanaşımı engeli ortaya çıkar. Oysa idare kendi kusurunu yetkisi olmadığı halde, fiili durum yaratarak baskı sonucu ortadan kaldırmış, kişileri mağdur etmiştir.

Ertesi gün gelen İmamoğlu ve bürokrasisi hakkındaki gözaltılar, uygulanma şekilleri , gizli tanık ağırlıklı yapılan özensiz soruşturma hukuksuz alandaki çıplak şiddetin daha da vurucu bir göstergesi oldu. Terör soruşturmasında tutuklama elde ederek kayyuma ulaşma hedef olmasına rağmen toplumsal itiraz bunu engelledi.

Meşruiyet ( legitimite ), yetkili organlar tarafından konulmuş olan bir kanuna uygun olmayı belirten hukukilik ( legalite ) kavramından farklıdır. Çünkü mevcut hukuk normları varlıklarının meşruluğunu evrensel esas ve ilkelere göre ispat etmekle yükümlüdürler.

Meşruluk siyasi alanda iktidarın sağlanması ve elde tutulması bakımından en önemli faktörlerden birini........

© Artı Gerçek