menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

2024’ün şiir bavulu – 4

25 1
18.01.2025

Geçen yıl, yani 2024’te, yazıyla üç bin altı yüz yirmi iki, (3622) şiir kitabı yayımlanmış. Bu sadece istatistik verisinden ibaret bir sayı değil. Bize göre, modern Türkçe şiirin günümüzdeki durumuyla ilgili çok şey anlatıyor. Şiirle işi, ilişkisi olan herkesi yakından ilgilendiren önemli bir noktaya dikkat çekiyor.

Bir yıl içinde kaç yeni şiir kitabının basıldığı tabii ki önemli. Ama belki ondan daha önemlisi basılan bu kitapların ne kadarının okurla buluştuğu. Ya da kaç okurun bu kitapları edindiği. Sık sık tekrar ediyoruz. Yine tekrarlayacağız: Şiir, ancak okuru varsa var. Şiire varlık kazandıran okunmasıdır. Okunmazsa şiir yok olur. Okunmayan şiir kitaplarının yayımlanması, bir süre sonra devam etmeyecektir.

Kapağı bilaçılmadan geri dönüşüme gidecek şiir kitaplarını hiçbir yayınevi elbette yayımlamaya yanaşmayacaktır. Öte yandan, yayımlanan şiir kitaplarıyla şiir okurunun buluşması da çok kolay olmuyor. Bu da önemli bir sorun. Belki başka bir yazıda bu konuyu da irdeleme imkânımız olur.

Konu ettiğimiz istatistik verisinin kaynağı Yayıncılar Federasyonu, kısa adıyla YAYFED. Geçen yıl toplamda basılan şiir kitaplarının sayısı da var YAYFED’in açıklamasında. Önceki yazımızda değinmiştik. Ancak satılan, yani yayınevlerinin elinden çıkan, bir biçimde okura ulaşan ya da ulaştığı varsayılan şiir kitabı adedine ilişkin açık bir bilgi yok. Oysa olması gereken, üretilen kitapların ne kadarının tüketildiğine, yani satıldığına ilişkin verilerin de paylaşılması değil midir? Ancak o zaman somut veriler üzerinden bir değerlendirme yapmak mümkün olabilir. Öyle anlaşılıyor ki yayıncılar yayımladıkları kitaplarla ilgili her veriyi kamuoyuna açıklamaktan yana değiller.

Örneğin satışla ilgili rakamlar istatistiklerde yer almıyor. Niye acaba? Ticari sır denilmesi çok da ikna edici bir bahane olarak görünmüyor. Çünkü başka gelişmiş ülkelerde yayıncılık sektörüne ait her türlü veri, belirli aralıklarla kamuoyuyla paylaşılır. Türkiye’de ticari sır olan veriler başka gelişmiş ülkelerde niye sır değil acaba?

Yayıncılık sektörüne yakın isimlerden biri olan şair Metin Celal’a, “Acaba yıl içinde satılan şiir kitaplarının sayısına ilişkin bir veri var mı” diye sorduk. Celal’in yanıtı tek kelimeyle “yok” oldu. Yıl içinde satılan şiir kitaplarının toplam sayısına ilişkin tahminle yetinmek isterseniz alınan bandrol adedini kullanabilirsiniz. Böyle bir yol var. Ancak bu yöntemle de yeni yayımlanan şiir kitaplarının satışıyla ilgili gerçekçi bir sonuç elde edilemeyeceği açık. Çünkü yıl içinde en çok bandrol, adı kuşaklar boyunca bilinen şairlerin yapıtları için alınıyor. Deyim yerindeyse şiir semtinde, yayınevleri için demirbaş olmuş ve modern Türkçe şiirin eski kuşak şairlerinin yapıtları dolaşımda. Dolaşımda olan yapıtların eskimemiş olması ve hâlâ okunması önemli elbette. Ama yenilerin, yeni şiir kitaplarının durumu ne? Bunu bilmiyoruz,bilemiyoruz.

Dikkat çekmek istediğimiz de bu; yeni şiir kitaplarının ne kadarının okurla buluştuğuna ilişkin bir verinin bulunmayışı. Böyle bir verinin elde edilemeyişi. Aslında konu dallanıp budaklanmaya, dolayısıyla enine boyuna, uzun uzun konuşulmaya son derece açık.Bağlantılı olarak şunu da söyleyelim: Şiirin şairden okura ulaşmasını kapsayan süreç aslında yapıtın üretimini de etkiler. Çünkü şiirin tür olarak önemsenip önemsenmemesi, yapıt olarak değerini de işaretler. Kültür için önemsiz görülen bir türde üretilen yapıtların bir değer oluşturabilmesi çok da mümkün değildir.

Mevcut tablo şiirin, bilhassa yeni kuşaklardan şairlerin yapıtlarının hak ettiği değeri bulmadığını gösteriyor aslında. Ama konunun onu da içeren can alıcı noktasını, şiirin okunması ya da okunmaması oluşturuyor diyebiliriz. Yani dönüp dolaşıp şiirin okunması meselesine geliyoruz gibi. Okura ulaşan şiir kitaplarının adedine ilişkin somut bir bilgi yok. Tamam. Ama gözleme, izlenime dayalı tahminde bulunabiliyoruz. Buradan çıkan sonuçsa açık ve net; şiir kitapları satmıyor. Hele yeni........

© Artı Gerçek