CHP'nin Brüksel'deki 3. Avrupa hurucu üzerine...
Türkiye'nin bundan tam 66 yıl önce başlayan, eski adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu'na, günümüzdeki adıyla Avrupa Birliği'ne katılma çabasında pazar günü CHP'nin AB başkenti Brüksel'de düzenlediği mitingle yeni aşamaya tanık olduk.
Mevcut islamo-faşist yönetim gelecek parlamento seçimlerini ilanihaye engellemediği ya da 1971 ve 1980 modeli yeni bir askeri darbe olmadığı takdirde en geç 2028 yılında iktidara gelmesi kaçınılmaz görünen partinin lideri Özgür Özel mitingdeki konuşmasında, sadece kendisini dinleyen Türkiyelilerin değil, Avrupa Birliği temsilcilerinin önünde açıkça söz verdi:
"Bugün 79 ülkeden 87 partinin Cumhuriyet Halk Partisi’nin Avrupa Birliği tam üyelik hedefini desteklediğine dair Sosyalist Enternasyonal bildirileri mevcut. Burada temsilcileri konuşan değerli kardeş partilerimiz ve çok değerli yapılar, Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’yi demokrasi yolunda ilerletirse önünü açmak için sadece kardeşlik ve dayanışma vadediyorlar. Türkiye’yi bütün dünyanın kendisine düşman olduğu, kimsenin istemediği, yalnızlaştırılmış bir ülke haline sıkıştırıp bu nefret üzerinden oy toplamaya çalışanlara inat modern dünyanın, modern Avrupa’nın ayrılmaz bir parçası, yasakların yasak olduğu, sınırların ortadan kalktığı Avrupa Birliği’ne tam üye bir ülke yapacağız."
Özel'in bu coşkulu konuşmasını dinlerken belleğim beni tam 71 yıl öncesine götürdü. 23 Ekim 1954'te Paris'te toplanan bir konferansta Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, İtalya ve Federal Almanya'nın katılımıyla, bugünkü Avrupa Birliği'nin öncülü olan Batı Avrupa Birliği kurulmuştu.
2. Dünya Savaşı'nın baş sorumlusu olan Almanya bu birliğe dahil edilirken, 1950'den beri Avrupa Konseyi'nin, 1952'den beri de NATO'nun üyesi olan Türkiye'nin bu oluşumda adının geçmemesi kamuoyunda şaşkınlıkla karşılanmıştı...
Oysa hiç de şaşırtıcı değildi... Evet, Türkiye 13 Nisan 1950'de Avrupa Konseyi'ne kabul edilmişti, çünkü yıllar süren tek partili rejimden çok partili rejime geçilmişti, 14 Mayıs 1950'de yapılacak olan genel seçimlerin demokratikleşme sürecinde önemli bir aşama olması bekleniyordu.
Öyle de oldu, ancak ABD emperyalizmine tam teslimiyetçi bir tutum benimseyen Demokrat Parti'nin yaptığı ilk iş bir yandan ABD generallerinin komutası altında savaşmak üzere Kore'ye 4500 kişilik bir tugay gönderirken öte yandan kitlesel "Komünist Tevkifatı"nı başlatmak olmuştu.
Üstelik, tam da Paris Konferansı'nda Batı Avrupa Birliği'nin kurulmasından bir hafta önce, 17 Ekim 1954'te bir askeri mahkeme Türkiye Komünist Partisi'nin 118 mensubunu 10 yıla varan hapis ve 3 yıla varan sürgün cezalarına mahkum etmişti.
Tüm iktidar döneminde komünistlere her türlü baskı ve zulmü uygulamış olan CHP de, ana muhalefet partisi olarak anti-komünist ve NATO'cu tüm uygulamaların sonuna dek destekçisi olmuştu.
Türkiye'nin eski adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu'na üyelik için ilk başvurusu devlet terörünün giderek arttığı 1959 yılında Başbakan Adnan Menderes tarafından yapıldıysa da, bir ortaklık anlaşmasının........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d