Tekno-feodalizm?
Yunan iktisatçı ve İlerici Enternasyonal’in ilham kaynağı Yanis Varufakis, son kitabı ile kapitalizmin öldüğünü ve “Tekno-feodalizm” adı altında tanımladığı yeni bir üretim biçiminin doğduğunu öne sürüyor. Görüşlerinin popüler bir formülasyonunu BirGün Gazetesi’nde yayımlanan (18/04/2025) röportajından okuyabiliyoruz.
Ona göre tekno-feodalizm, “bulut sermayesine” dayanıyor ve artık kapitalist kârın yerini “bulut kirası”, dijital kira alıyor. Her bir dijital platform (Amazon, Alibaba, Uber, AirBnB, vs.) bir “bulut derebeyliğidir.” Bu dijital alanların sahipleri ise “tıpkı feodalizmde olduğu gibi, kira toplayan” dijital derebeyleridir. Kapitalizmin yerini tekno-feodalizm almıştır.
Feodalizme ya da derebeyliğine dair tarihsel benzetmeler, asalaklaşan kapitalizmi teşhir etmek için faydalı olsa da, bunun ötesine geçip, mevcut üretim tarzını bilfiil feodalizm olarak tanımlamak, tarihte kalmış bir üretim tarzını adeta ruh çağırır gibi günümüz ekonomisini açıklamak üzere bir referansa dönüştürmek, büyük bir yanılgıdır.
Feodalizm, tarıma dayalı toplumlarda, köylünün artı-emeğinin (yer yer gerekli emeğinin de) yasayla tanımlanmış bir soylu sınıf tarafından alıkonulduğu, zenginliğin toprak mülkiyetine dayandığı bir üretim tarzıdır. Bugünkü üretim tarzıyla uzaktan yakından hiçbir alakası bulunmayan, çoktan beridir tarihe karışmış, kalıntılarına bile ancak Nepal, Bhutan gibi, küresel kapitalizme entegrasyonu sınırlı ülkelerde rastlayabileceğimiz bir üretim tarzıdır.
Kira (rant), toprak mülkiyetini feodalizmden devralan sermayenin toprak sahiplerine ödemek zorunda kaldığı bir bedeldi. Ancak toprak rantı, tıpkı toprak mülkiyeti gibi, zamanla kalıcılaştı ve hatta, kapitalist toprak sahipleri sınıfının tarihe karışmasından sonra dahi varlığını korudu. Bu iktisadi biçim, sermaye altında dönüşerek, arazi rantına evrildi ve gayrimenkul sektörünün temelini oluşturdu. İster işyeri, ister fabrika, ister konut kirası biçiminde olsun, kira zaten kapitalist kazançların önemli bir öğesidir. Sözde “bulut kirası”nın buna........
© Artı Gerçek
