menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

YOLUNU ARAYAN ÜLKE

9 2
09.03.2025

Adına bütün dillerde Türkiye denilen bu güzel ülke, tam iki yüz senedir yolunu arıyor, oturacağı bir yörünge bulmaya çalışıyor. Ve bu uzun arayış sürecinde pek çok badirelerden geçti, pek çok travmalar yaşadı. Ve öyle görünüyor ki bu yerini ve yönünü bulma yolculuğu hâlâ devam ediyor, edecek.

Batı’da büyük bir akıl, bilim ve teknoloji atılımı yaşanırken, Osmanlı Türkiyesini yöneten devlet elitleri bu yaşanan süreci hem ciddiye almadılar, hem de anlamaya gerek duymadılar. Ama yine de bir tuhaflık vardı, son yıllarda artık Batılı devletlerle giriştiğimiz hiçbir savaşı kazanamıyorduk. Hele 18. yüzyıldan itibaren Ruslarla yaptığımız her savaştan büyük yenilgilerle çıkıyorduk. En sonunda devleti yöneten kadrolar, son derece radikal bir karar alarak, Batılılaşma yoluyla Batı’ya rakip olabileceklerine karar verdiler ve bu doğrultuda çok cesur kararlar aldılar. Devlet, 1826 yılında, artık son derece yozlaşmış, askerlik ve savaşma kabiliyetini kaybetmiş olan kendi ordusunu, yeniçeri ordusunu, topa tuttu ve resmen imha etti. Nereden bakarsanız bakın inanılmaz bir manzaraydı ve belki de dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir olaydı. Bu tablonun devlet ve ahalide büyük bir travma etkisi yarattığı kesindir, ama bu kararı almak zorundaydılar.

Aslında Osmanlı Türkiyesinin 19. yüzyıl ortalarına geldiğimizde tek muradı vardı; ayakta ve hayatta kalmak! Yani ne Batılılaşmak umurundaydı, ne azınlıkların hakları, ne şu, ne bu. 500 yıllık bir koca devlet ölüyordu ve devlet adamları son bir gayret göstererek hasta adamı komadan çıkartmaya........

© Antalya Son Haber