menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TÜRK, TÜRKİYE, TÜRKİYELİ

8 1
yesterday

Kader bizi hangi sosyo-kültürel coğrafyada doğurursa, biz o kültür coğrafyasının ürünü oluruz. Yani, Burdur'da doğarsak büyük ihtimalle yörük/türkmen, Tunceli'de doğarsak büyük ihtimalle zaza/alevi, Akçaeniş'te doğarsak türkmen/alevi, Nusaybin'de doğarsak büyük ihtimalle şafi/kürt, Çankırı’da doğarsak büyük olasılık sünnı/türkmen. Moskova’da doğarsak ortodoks/hristiyan, Roma'da doğarsak katolik/hristiyan, Münih'te doğarsak protestan/hristiyan, Delhi'de doğarsak budist vsvs...

Dolayısıyla, hangi dinin ya da hangi inancın içine doğacağımıza biz değil, kader karar verir. Yani bu mevzu o kadar da kutsanacak bir şey olmadığı gibi, elbette alâlâde bir şey de değildir. Çünkü doğduğumuzdan itibaren ömrümüz büyük ölçüde dünyaya geldiğimiz bu sosyo-kültürel coğrafyanın haklılığını ve çıkarlarını savunmakla geçer. Mensubu olduğumuz, içine doğduğumuz halkın, milletin, toplumun, dinin, inancın, mezhebin tarihi mirasına sahip çıkmak, vakıf olmak, bu tarihin tecrübelerinden ve birikimlerinden feyz almak, yararlanmak, doğal bir insani eğilimdir. Hatta, o kadar öyle ki, bir devlet kurulurken muhakkak bir kavme ve bir dine yaslanmak zorundadır.

Yukarıda ettiğim lakırdının gayesi şudur, son zamanlarda Türkiyeli, Türkiye vatandaşı, Anadolu halkı, Anadolu insanı gibi kavramlar güçlü bir şekilde dolaşıma sokuldu. Bu bağlamda ben de kendi halimce bu husustaki düşüncelerimi belirtmek isterim.

Evvela şöyle bir girizgah yapalım mevzuya, teknik olarak Türk bir kavmin adıdır, evet. Ama artık günümüzde ve........

© Antalya Son Haber