ÖLDÜRÜLMESİ GEREKEN ÖLÜLER
“Öldürülmesi gereken ölüler vardır!”. Bu ifadeye Cemil Meriç üstadın bir kitabında rastlamış ve çok etkilenmiştim. Meriç hangi konu üzerine bu cümleyi dile getirmişti hatırlamıyorum, ama cümlenin bizzat kendisi etkiliydi.
Ve benzeri bir duruma A. Hamdi Tanpınar’ın meşhur “Beş Şehir” eserinde de rastladım. Kitabın bir yerinde Tanpınar, Bektaşi tekke şairi Hasan Dede’nin şu şiirini alıntılıyor;
“Eşrefoğlu al haberi
Bahçe biziz gül bizdedir
Biz de mevlanın kuluyuz
Yetmiş iki dil bizdedir”.
(Biliniyor ama, yine de hatırlatalım, Eşrefoğlu Rumi, Hasan Dede’den yaklaşık yüz elli sene önce yaşamış bir şairdir ve Tanpınar, Hasan Dede’nin bu şiiri bir buçuk asır sonra Eşrefoğlu Rumi’ye cevaben yazdığını düşünüyor). Ve bu dizelerin hemen arkasına, şaşkınlık ifade eden şu muhteşem cümleyi ekliyor; “demek ki ölüm de mutlak değil!”. Yani Tanpınar mealen şunu söylüyor; “insan bazen ölünce de kurtulamıyor”.
Ve işte bu noktada Cemil Meriç’in başlığa çektiğim ünlü aforizması tekrar akla geliyor; “öldürülmesi gereken ölüler vardır!”.
Evet, aynen öyledir, çünkü bazı “ölüler” fiziken göçmüş olsalar da, ruhen halen canlıdırlar. Hatta o kadar öyle ki, bazı “ölüler”,........
© Antalya Son Haber
