BÜYÜK ADAMLAR
Büyük adamlar boşuna büyük olmuyorlar. Tarih onları zor zamanlarda sahneye davet ediyor ve bu adamlar, tarihin kendilerine yükledikleri rolün farkında olarak gereğini yapıyorlar. Ve işte o vakit hakikaten “büyük adam” oluyorlar.
Yıl 1914, ya da 15. Batılıların “Büyük Savaş” diye adlandırdığı, bizim Anadolu dilinde “Cihan Harbi” olarak kayda geçen berbat zamanlar. Ortalık ana baba günü, bütün Avrupa ve bütün Ortadoğu ve bütün Anadolu bir uçtan diğer uca savruluyor. Ortalık can pazarı.
Devleti bu günlerde İttihat ve Terakki kadroları yönetiyor. Kimselerin demokrasiden, hoş görüden, insan hakkından konuşmaya vakti ve mecali yok. Dediğim gibi yaşananlar kelimenin gerçek anlamıyla tam bir “can pazarı”.
Ve işte bu can pazarının ortasında, Ziya Gökalp Bey’in kulağına bir bilgi gelir; yazar ve muallim Refik Halit (Karay) Bey’in tayini İstanbul’dan Çorum’a çıkartılmıştır. Refik Halit Bey, o kaotik zamanlarda gazete ve dergilerde iktidar aleyhinde çok sert yazılar yazmaktadır. Ve yaman bir İttihatçı olan Milli Eğitim Bakanı Ahmet Şükrü Bey, artık buna dayanamamış ve sürgün kararını onaylamıştır.
Ve Ziya (Gökalp) Bey, o telaşın arasında Ahmet Şükrü Bey ile bu mevzuyu görüşmek üzere Bab-ı Âli’ye gider.........
© Antalya Son Haber
