Hız, haberciliğin yeni normu. Her olay, bir sonraki başlığa yetişmek için aceleyle anlatılıyor.
Peki foto muhabiri, bu hızın içinde neyi kaybediyor?
Yavaş gazetecilik, görsel anlatıya yeni bir nefes getirebilir mi?

Dijital çağda habercilik, bir yarış pistine dönüştü. Olay olur olmaz ilk fotoğraf, ilk başlık, ilk paylaşım ekranda yerini alıyor. Geciken kaybediyor. Ama bu hız, gerçeği anlatmak yerine çoğu zaman onu tüketiyor.

Foto muhabirliği de bu yarışın içinde nefes nefese kaldı. Bir olay yerine ulaşmak, o anı yakalamak, editöre yüklemek, paylaşmak… Ama bazen en hızlı olan değil, en derin bakan fotoğraf daha çok şey anlatır. İşte tam bu noktada yavaş gazetecilik devreye giriyor.

Yavaş gazetecilik, daha az haber yapmak değil, daha derin anlatmak anlamına gelir.
Gündemin hızına değil, hikayenin özüne odaklanır. Bir olayı sadece kaydetmek değil, bağlamını, sessiz kalan seslerini, görünmeyen detaylarını da göstermek ister.

Görsel anlatıda bu........

© Anayurt