menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Orada bir KKTC var uzakta…

19 0
saturday

Kıbrıs adasının kuzeyinde, uluslararası hukuk tarafından yarım asrı aşkın bir süredir görmezden gelinen, uluslararası sistemin lutfettiği o gri alanında kendi halkıyla, kurumlarıyla, seçimleriyle dimdik ayakta duran bir devlet var: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC). “Niye böyle yazdın şimdi; bilmiyor muyuz?” demeyin. “Orada bir KKTC var uzakta, o KKTC bizim KKTC’mizdir” demek lüzumu doğdu; nitekim aramızda unutanlar var. Zira ne yazık ki bu devletin en büyük sorunu artık tanınmamışlığı değil; yalnızlığı… BM kararları, AB yaptırımları, Rum tarafının diplomatik üstünlüğü derken; Kuzey Kıbrıs, mücadele ettiği muhatapları karşısında artık yalnızca çözümsüz değil, hepten sahipsiz bırakıldı.

17-18 Mart’ta Cenevre’de Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde gerçekleşen gayriresmî Kıbrıs toplantısı, 50 yıldır dönüp duran aynı döngünün yeni perdesiydi. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, eşit egemenlik temelinde iki devletli çözüm önerisini yineledi. Ancak Güney Kıbrıs hâlâ federasyonda ısrarcı. Birleşmiş Milletler ise bu iki pozisyon arasında “diyalog” üretmekle meşgul. Oysa Kıbrıs Türk halkının beklentisi çok net: Uluslararası eşitlik, siyasi tanınma ve artık bir çözüme kavuşma. Fakat bu beklenti, her seferinde “statükoyu koruma” bahanesiyle öteleniyor.

Daha çarpıcı olan ise, bu ötelenişin sadece Batı’dan değil, doğrudan Türk dünyasından da gelmesi. Nisan ayının ilk haftası Semerkand’da düzenlenen son AB-Orta Asya Zirvesi’nde bazı Türk devletlerinin BM kararlarını........

© Anayurt