menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Histerik medyanın gündüz kuşağı alegorisi

16 0
24.05.2025

Yunanca "hystera", yani “rahim” sözcüğünden türeyen histeri sözcüğü sonrasında tarih boyunca kadınların bedenlerine ve zihinlerine yöneltilmiş bir damga işlevi gördü. Antik Yunan tıbbının kadının rahminin vücut içinde dolaşarak bedensel ve zihinsel dengesizliklere neden olduğu inancından bugünlere taşınan histeri kavramı, kadınların biyolojik doğasının onları “irrasyonel”, “kontrolsüz” ve “tehlikeli” kıldığı yönündeki ataerkil bir varsayımı temel alıyordu. Aradan yüzyıllar geçti, modern tıp ilerledi, Freud’lar Jung’lar geldi geçti; ama “histeri” sözcüğü öyle ya da böyle kadınlıkla eş görülen bir sözcük olarak üstümüze yapışıp kaldı. Bugün artık rahmin yer değiştirdiğine inanan yok belki, ancak ataerkil iktidarın kadınları baskı altına almak üzere kurguladığı düzende kadınların duygularının hâlâ “sorunlu” olarak kodlandığı eşitsiz, çarpık bir dünyada yaşıyoruz. Ve bu kod, Türkiye’de özellikle gündüz kuşağı televizyon programlarında kendini tüm açıklığıyla gösteriyor.

Türkiye’de gündüz kuşağı programları tam da bu yüzden hiçbir zaman “sıradan eğlence” değildir. Bu yapımlar, kadınların hem temsil edildiği hem de terbiye edildiği birer kültürel alan işlevi görür. Gün içinde zaping yaparken “Gelinim Mutfakta” gibi nadide örneklerine (!) rastlayabileceğimiz gündüz kuşağı programlarında kadınların ayılıp bayılmaları, sürekli ağlamaları ya da kavga etmesi, ağız dalaşına girmesi sadece reyting amaçlı bir şov değil; medyanın kadınları........

© Anayurt