menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir diplomatın gözyaşları

9 0
31.05.2025

Bir diplomatın gözyaşları, dünyanın suskunluğunu yırtmaya yeter mi?
Bu hafta Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi toplantısında, Filistin Daimi Gözlemcisi Riyad Mansour’un masaya yumruğunu vururken ağlaması, sadece kişisel bir kırılma anı değil, aslında küresel siyasetin aldatıcı yaldızlarının döküldüğü bir çaresizlik anıydı. Zira Mansour, sadece bir diplomat değil; Nakba ile Batı Şeria’dan ABD’ye göç etmiş bir ailenin evladı olarak, hem kişisel hem de kolektif acının simgesi olarak New York’taki BM binasında, insanlığın en karanlık sayfalarından birini dünyanın gözüne sokmaya çalışıyordu o esnada. Bir oğul, bir kardeş, bir mülteci çocuğu olarak ömrünü diplomasiye vermiş bu kariyerde bir adam, artık halkına yapılan zulmü, insanlık dışı muameleyi açıklamaya kelimeleri yetmediğinde, o salonda gözyaşlarına tutundu. Çünkü mevcut halde her dakika Gazze’de insanlar, çocuklar açlıktan ölüyor, anneler kucaklarındaki evlatlarının cansız bedenleriyle konuşuyor, hastaneler artık yalnızca morg, su yok, elektrik yok, umut yok ve dünya dönmeye devam ediyor..! Utanmamak mümkün mü, insanlığımızdan?
Gazze’de yaşanan artık savaş falan değil; topyekûn bir yok etme operasyonu. Sivil nüfusun cezalandırılması, bir halkın sistematik biçimde açlığa ve ölüme mahkûm edilmesi.........

© Anayurt