Toksik pozitiflik
Sosyal medyada, iş yerinde, hatta en yakın çevremizde bile insanlar sürekli olarak olumlu düşünmeyi, sorunlarımızı bir kenara bırakıp iyi hissetmeye odaklanmamızı öğütlüyor. İlk bakışta bu sözler masum ve motive edici görünebilir. Ancak, her durumda pozitif kalmaya zorlanmak, duygularımızı bastırmak ve gerçek sorunları göz ardı etmek sağlıklı bir yaklaşım mı? İşte burada da “toksik pozitiflik” devreye giriyor.
Toksik pozitiflik, bireylerin olumsuz duygularını ifade etmelerini engelleyerek her durumda pozitif olmalarını bekleyen bir tutumdur. Bu yaklaşım, insanların doğal ve sağlıklı bir şekilde üzüntü, öfke, hayal kırıklığı gibi duyguları yaşamasına izin vermez. “Negatif düşünme, olumlu ol!” gibi cümlelerle bireyin yaşadığı zorlukları küçümseyen veya yok sayan bir bakış açısını içerir. Elbette pozitif düşünmek ve iyimser bir bakış açısına sahip olmak hayatın zorluklarıyla başa çıkmada önemli bir rol oynar. Ancak her şeyin yolunda gitmediği, insanların üzgün, kaygılı veya öfkeli hissetmeye hakkı olduğu gerçeğini yok saymak sağlıksız bir tutumdur. Toksik pozitiflik, kişiyi zorluklarla yüzleşmek yerine sahte bir mutluluk maskesi takmaya zorlar.
Toksik pozitifliğin en yaygın belirtileri arasında üzgün veya stresli hissettiğinizde, “Buna üzülmeye değmez, şükretmelisin” gibi tepkilerle karşılaşmamızı ifade eden olumsuz duyguların bastırılması yer almaktadır. Bir diğer belirti gerçek duyguların geçersiz kılınması olarak ifade edebileceğimiz “Daha kötü durumda olanlar var, sen de şanslısın” gibi kişinin duygularının önemsizleştirilmesi yer almaktadır. Bunlar haricinde “Her şey iyi olacak”........
© Analiz
