BM raportörüne konuşma engelinden seçim vaadi olarak Netanyahu destekçiliğine: Qua vadis Almanya?
Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal İnat, BM Filistin Özel Raportörü Frencesca Albanese’nin etkinliklerinin engellenmesi çerçevesinde Almanya'nın uluslararası hukuk karnesini AA Analiz için kaleme aldı.
***
Almanya, ısrarlı bir şekilde bugüne kadar savunduğunu iddia ettiği değerlere aykırı davranarak İsrail’in katliam politikalarını desteklemeye ve bu politikaları eleştirenleri baskı altında tutmaya devam ediyor. Önce Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese’nin 16 Şubat’ta Münih Ludwig-Maximilians-Universitesi’nde (LMU) ve 19 Şubat’ta Berlin Özgür Üniversitesi’nde (Freie Universität Berlin – FU) yapması planlanan konuşmalar İsrail’in baskısı ve Alman makamlarının talebiyle üniversite yönetimlerince iptal edildi. Ardından Hıristiyan Birlik Partilerinin (CDU/CSU) Başbakan adayı Friedrich Merz’in soykırım suçu nedeniyle hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından verilmiş tutuklama kararı olan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Almanya’ya gelmesi durumunda tutuklanmayacağına dair açıklamaları geldi. Almanya’da İsrail’in dokunulmazlığı söz konusu olunca akan suların durduğuna ve Alman resmi otoritelerinin Siyonistleri savunmak için şimdiye kadar savundukları her türlü değeri ayaklar altına aldığına bir kez daha şahitlik etmiş olduk.
Almanya, dünyada insan hakları, demokrasi ve uluslararası hukuku gerekçe göstererek başka ülkelere en fazla eleştiri yönelten ve sürekli olarak bu değerleri dış politikasının temel ilkesi olarak gördüğünü ileri süren ülkelerin başında geliyor. Örneğin Türkiye’nin, kendisini hedef alan terör örgütlerine karşı Suriye ve Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirdiği sınır ötesi operasyonları en çok eleştiren ülkelerden biri Almanya. Yine Almanya UCM'nin değişik ülke yöneticilerine karşı soykırım, saldırı ya da savaş suçları nedeniyle yakın zamana kadar açtığı davalara ve bu kapsamda verdiği tutuklama kararlarına da en çok destek veren ülkelerin başında geliyor. Almanya, UCM’yi uluslararası hukuktaki yaptırım sorununun ortadan kaldırılması konusunda önemli bir adım olarak gören ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Çin ve Rusya gibi küresel güçlerin karşı çıkmalarına rağmen kurulmasına öncülük eden Avrupa ülkelerinin de başında geliyor.
Şimdi Almanya’nın geldiği noktaya bakınca, uluslararası hukukun ve insan haklarının korunması konusunda Berlin’in verdiği hangi resmin doğru olduğuna dair ciddi bir kafa karışıklığı oluşuyor. Eğer Almanya, bu evrensel değerlerin korunması konusunda samimiyse neden BM Filistin Raportörü Albanese’nin Münih ve Berlin’deki üniversitelerde İsrail’in katliamlarının eleştirisine ve uluslararası insancıl hukukun korunmasına odaklanacağı muhtemel konuşmaları engelleniyor? Almanya “özgür dünyanın” parçası olmakla övünürken ve başka ülkelere özgürlük çağrısı yaparken kendi üniversiteleri özgür değil mi? BM Raportörü Albanese’nin Alman üniversitelerinde konuşma yapmasının engellenmesi sürecine baktığımızda bu üniversitelerin nasıl baskı altında kaldığı görülüyor. Alman medyasına yansıyan haberlerden, Albanese’nin FU’daki konuşmasının bizzat Berlin Eyaleti........
© Anadolu Ajansı Analiz
