Türkiye'de demografik dönüşüm, sonuçları ve alınabilecek tedbirler
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İsmet Koç, Türkiye'de düşen doğurganlık oranının olası sonuçlarını ve bu eğilimin nasıl tersine çevrilebileceğini AA Analiz için kaleme aldı.
***
Türkiye, 1965'ten 2008'e kadar uyguladığı antinatalist politikalardan 2008-2012 yıllarında "en az üç çocuk" söylemiyle zimmi pronatalist politikaların uygulandığı bir döneme geçiş yapmıştır. 2013'ten başlayarak 2024'e kadar ise Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Öncelikli Dönüşüm Programı kapsamında açık pronatalist politikalar uygulamıştır. Bu program kapsamında, aile ve iş yaşamının uyumlaştırılması ve toplam doğurganlık hızının ikame seviyesi olan 2,1'in üzerine çıkarılması hedeflenmiştir. Ancak bu programın başladığı tarihte ikame seviyesinde olan toplam doğurganlık hızı (kadın başına 2.1 doğum), 2024'te 1,48 seviyesine kadar gerilemiştir.
Türkiye'de 81 ilin sadece 10'unda doğurganlık hızı ikame seviyesinin üzerindedir. Bu süreçte, ülkemizin nüfusu 85,7 milyona yükselmesine rağmen nüfus artış hızı binde 3,4 seviyesine kadar gerilemiştir. 2023-2024 yılları arasında 40 ilin nüfusunda azalma meydana gelmiştir. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) yaptığı son nüfus projeksiyonunda yer alan ana senaryoya göre, 2050-2055 döneminde yaklaşık 94 milyona yükselecek olan nüfusumuz, bu tarihten itibaren azalmaya başlayarak 2100'de yaklaşık 77 milyona gerileyecektir. Doğurganlık hızının bugün olduğu gibi hızla azalmaya devam etmesi durumundaysa Türkiye nüfusu 2100'de 54 milyona düşecektir.
Doğurganlık hızında meydana gelen bu hızlı azalma, bir yandan pandemiyle başlayan depremler ve ekonomik belirsizliklerle devam eden süreç, bir yandan az sayıda çocuk sahibi olma normunun oturması bir yandan da nüfus ve aile programlarıyla getirilen maddi teşviklerin, kreş imkanlarının ve annelere yarı zamanlı çalışma hakkı verilmesi gibi tedbirlerin yetersiz kalmasıyla ilişkilidir. Bu nedenle, bu programın hedeflerine ulaşması için bazı ek tedbirler alınmıştır. Bu ek tedbirler kapsamında, ilgili politika ve stratejileri veriye dayalı olarak güçlendirmek amacıyla 2024 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması'nın gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştır. Yine bu kapsamda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde Nüfus Politikaları Daire Başkanlığı kuruldu. Ayrıca, 24 Aralık 2024'te Nüfus Politikaları Kurulu ile Aile Enstitüsü de kurularak 2025, "Aile Yılı" ilan edilmiştir.
Aile yılı kapsamda 13 Ocak 2025'te yapılan toplantıda, Aile ve Gençlik Fonu kapsamında evlenecek gençlere 48 ay vadeli iki yıl geri ödemesiz ve faizsiz 150.000 TL kredi verilmesi politikasının daha önce pilot olarak seçilen iller yerine 81 ile yaygınlaştırılmasına; 1 Ocak 2025 itibarıyla ilk doğumda 5.000 TL tek seferlik bir nakdi yardım uygulamasının başlatılmasına; çocuklar beş yılına gelene kadar ikinci çocuk için her ay 1.500 TL; üçüncü çocuk için ise her ay 5.000 TL destek verilmesine; kadınlar için esnek çalışma modellerinin uygulanmasına ve ücretsiz ya da düşük ücretli kreşler yaygınlaştırılmasına ilişkin tedbirler açıklanmıştır. Bu politikaların önceki politikalara göre güçlü yönleri........
© Anadolu Ajansı Analiz
