menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Rakamların ve grafiklerin ötesine bakmak: Mülteciyi değil sistemi sorgulamak

10 18
22.06.2025

İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, Dünya Mülteciler Günü'nde küresel güçlerin mültecilere ve göçmenlere bakış açısının neden değişmesi gerektiğini AA Analiz için kaleme aldı.

"***

"Kimse çocuklarını bir tekneye koymaz. Denizler karalardan daha güvenli olmadıkça" diyor Warsan Shire. Mülteciyi hedef alan yaklaşımın ötesine geçerek, mülteci üreten ortama ve şartlara bakmamızı öneriyor.

Göç ve mültecilik meselesini doğru bir temelde tartışabilmek için öncelikle strateji, jeopolitik, güvenlik gibi kavramların ötesine bakmak ve grafiklerin ardındaki insanı görmek gerekir. Bu bakışın ardından mercek, sisteme çevrilmelidir.

Yapısal adaletsizlikle malul bir dünyada yaşıyoruz ve bu düzenin sonuçlarını en yakıcı biçimde mültecilere baktığımızda görüyoruz. Dolayısıyla, bir suçlama yapılacaksa bir felaketten kendisini ve ailesini kurtarmaya, ateşlerin içinden sıyrılıp çıkmaya çalışan mültecileri değil; o felaketi üretenleri, o savaşları çıkaranları, etnik temizlik, katliam ve soykırım yapanları suçlamalıyız.

Günün sonunda küresel adaletsizliği değil onun kurbanlarını suçlayanlar, bunun için siyasette kendilerine bir rol biçenler, eğer bu basit sebep-sonuç ilişkisini kuramıyorlarsa farkında olmadan tam da bu adaletsiz düzenin ve onu ayakta tutan büyük devletlerin politikalarını izliyor olabilir. Ancak devletlerarası ilişkilere yakından baktığımızda çoğu kez sorunun farkında olmamaktan ibaret görünmediğini de düşünebiliriz.

Bugünlerde Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) desteğiyle, İsrail zalimliğinin yaşadığımız coğrafyayı kan ve ateşe boğduğu zamanlardan geçiyoruz. İsrail'in İran'a saldırısını ve bölgede estirdiği terörü konuşuyoruz.

İlginç olan şu ki, söz konusu saldırıların yeni bir göç dalgasını tetiklemesi durumunda yerinden edilmiş insanların iltica hakkını kullanmalarına en fazla karşı çıkacak olan devletler, ABD örneğinde olduğu gibi bizzat saldırganlar veya saldırganlığa destek verenler olabiliyor.

Yaşadığımız coğrafyadaki en büyük kitlesel göçlere baktığımızda da hepsinin öncesinde büyük bir devletin saldırısıyla veya müdahil olmasıyla oluşan bir dehşetin varlığını görüyoruz. Irak, Afganistan, Suriye ve Ukrayna gibi kitlesel göç üreten altüst oluşların failleri olan ABD ve Rusya gibi devletler, bir de kalkıp göçmenleri istemediklerinde, gayri meşru ilişkilerinin ürünü olarak karşılarına çıkarılan çocuklarının sorumluluğunu almak istemeyen sorumsuz babalarla benzer bir ahlaki sorunu yansıtmış oluyor.

Avrupa'da yaygınlaşan ırkçılık, İslamofobi ve yabancı düşmanlığı, göçmenler için şartları zorlaştıracak düzenlemeleri de beraberinde getiriyor. Siyasi yelpazenin sağına ve soluna sirayet eden ayrımcı önyargı, mevzuata ve........

© Anadolu Ajansı Analiz