menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Birleşik Krallık, ABD ve Türkiye: Orta Doğu ve Avrupa'da yeni güvenlik dinamikleri

10 0
18.06.2025

Kraliyet Birleşik Kuvvetler Enstitüsü (RUSI) Genel Direktörü ve ABD Savunma Bakanlığının Avrupa ve NATO Politikalarından Sorumlu Eski Vekil Yardımcısı Rachel Ellehuus, Birleşik Krallık’ın değişen savunma yaklaşımını, ABD ile Avrupa Birliği arasındaki stratejik konumunu, Orta Doğu’daki bölgesel krizlerin İngiltere dış politikasına etkilerini ve Türkiye’nin Avrupa güvenliği ile bölgesel işbirliğini şekillendirmedeki kilit rolünü AA Stratejik Analiz'e anlattı.

***

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Avrupa Birliği ile bir savunma paktı kurulmasına destek verdiğini açıkladı. Peki, ortak bir Avrupa ordusu da dahil olmak üzere, Avrupa savunmasının daha derinlemesine entegrasyonu konusunda Birleşik Krallık nasıl bir tutum izliyor?

Ellehuus: Başbakan Starmer’ın hem Ukrayna konusundaki liderliği hem de kıta Avrupasıyla daha yakın ilişkiler kurma yönündeki çabaları beni olumlu anlamda şaşırttı. Hem Avrupa kıtasında hem de Birleşik Krallık’ta, anlamlı bir Avrupa savunması ya da Ukrayna ile güçlü bir ilişki kurmanın İngiltere’siz mümkün olamayacağı yönünde ortak bir anlayış oluşmuş durumda. Starmer’ın Avrupa ile savunma paktı fikrinden söz ederken, bunun yalnızca Ukrayna’ya yönelik yardımların koordinasyonunu değil, askeri kuvvetlerin ve kabiliyetlerin Avrupa ordularıyla daha entegre hale getirilmesini ve savunma sanayi işbirliğini de kapsayan geniş bir çerçeveyi ifade ettiğini düşünüyorum.

Birleşik Krallık’ın savunma sanayisine bakıldığında, ABD’li şirketlerle yakın ilişkileri olduğu gibi, kıta Avrupası’ndaki savunma şirketleriyle de son derece sıkı ve entegre iş birlikleri bulunduğu görülebilir. Örneğin A400M nakliye uçağı gibi bir kabiliyeti ele alalım, bu uçak Rolls-Royce motoru kullanıyor. Bu da sanayi tarafında çok sayıda karşılıklı bağımlılık ve işbirliği ortaklığı olduğunu gösteriyor. Başbakan Starmer’ın zihnindeki vizyon, işte tam olarak bu tür düşünsel liderlik kabiliyetiyle sanayi işbirliğinin birleşimidir.

Transatlantik ticarette gerilimlerinin tırmandığı ve ABD’nin Avrupa ülkelerine yeni gümrük tarifeleri uygulama riskinin arttığı bir dönemde, Birleşik Krallık ABD ile Avrupa Birliği arasındaki stratejik dengeyi nasıl yönetiyor?

Umarım birileri ABD Başkanı Donald Trump’a, Avrupa ve Birleşik Krallık’a uygulanan tarifelerin bu ülkeler için ABD menşeili savunma teçhizatının maliyetini artırdığını ve bu ekipmanları daha az erişilebilir hale getirdiğini anlatıyordur. Bu durum, hem Avrupalıların savunma harcamalarını artırmasını teşvik etme hem de ABD ile yakın ilişkilerini sürdürerek Amerikan savunma sanayisine entegre olmalarını sağlama yönündeki kendi stratejik hedefimizle çelişiyor. Dolayısıyla bu yaklaşımın değişmesini umuyorum, çünkü söz konusu tarifeler, euro ya da sterlinle yapılan savunma harcamalarının etkinliğini ciddi ölçüde azaltacaktır.

İsrail'in Gazze'de sürdürdüğü saldırılar ve Suriye da dahil olmak üzere, Birleşik Krallık Orta Doğu'daki bölgesel gelişmelere nasıl bir yanıt veriyor? Verilen bu yanıtlar, ABD’nin bölgedeki stratejik öncelikleriyle ne ölçüde bağlantılı?

Gözlemime göre, Avrupa ülkelerinin Orta Doğu’daki gelişmelere verdiği tepkiler,........

© Anadolu Ajansı Analiz