Avrupa'da bölgeselleşme: Üç Deniz İnisiyatifinin dönüşümü
Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırmalar Merkezi (DİPAM) Başkanı Dr. Tolga Sakman, Üç Deniz İnsiyatifi oluşumunu ve oluşumun bölge dengeleri için ne anlama geldiğini AA Analiz için kaleme aldı.
***
Avrupa'nın güvenlik mimarisi, Soğuk Savaş'tan bu yana belki de en büyük sınavını veriyor. Rusya-Ukrayna Savaşı, NATO'nun doğu kanadında tehdit algılarını köklü biçimde yeniden tanımladı. Geleneksel ittifak yapılarına ek olarak bölgesel işbirliklerinin önemi arttı. Bu bağlamda, uzun süredir daha çok altyapı ve ekonomik entegrasyonla anılan Üç Deniz İnisiyatifi (Three Seas Initiative-3SI), artık yalnızca bir kalkınma projesi değil, stratejik bir güvenlik platformu olarak da görülmeye başlandı.
2015’te Polonya ve Hırvatistan öncülüğünde hayata geçen bu İnisiyatif, Baltık, Adriyatik ve Karadeniz arasındaki 13 Avrupa Birliği (AB) ülkesini kapsıyor. Almanya, Avrupa Komisyonu, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Japonya'nın stratejik partner (gözlemci) statüsüyle katılımı ise projeye Batı'nın stratejik desteğini simgeliyor. Ancak bugün, bu coğrafi koridor sadece altyapı hatlarının birleştiği bir alan değil, aynı zamanda Çin'in nüfuzuna ve Rusya'nın baskısına karşı bir güvenlik şeridi olarak yeniden tanımlanıyor.
3SI, Polonya'nın iki dünya savaşı arasındaki dönemde istediği eski Intermarium projesinin aksine, siyasi veya askeri bir ittifak değil, AB üyesi bölge devletleri arasında enerji, ulaştırma ve dijital bağlantı ekseninde ekonomik kalkınma hedefiyle bir araya gelme platformu olarak ortaya çıktı. Bu hedefleri hayata geçirmek amacıyla ortak bir yatırım fonu kuruldu ve makro-bölgesel projeler desteklenmeye başlandı.
3SI'nin gerçek stratejik sponsoru olan ABD için ise mesele, eski Varşova Paktı'nı önce Moskova sonra Pekin'e karşı yeniden canlandırmak. İnisiyatifin, 2016 yılında Dubrovnik'te gerçekleşen ilk zirvesine katılan konuklar arasında, projenin yeni İpek Yolu ile birleştirilmesi amacıyla dönemin Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Liu Haixing'in yanı sıra dönemin ABD Başkanı Barack Obama'nın Ulusal Güvenlik Danışmanı General James L. Jones da vardı. Jones, bu girişimin Avrupa'da NATO'nun gelişmesinde oynayabileceği role dikkat çekti. 2017'de ise Varşova'daki 3SI Zirvesine katılan ABD Başkanı Donald Trump, "Bu, muazzam jeopolitik, jeostratejik ve jeoekonomik sonuçları olan gerçek bir transatlantik proje" dedi. 2020 yılında ABD'nin İnisiyatifin fonuna 300 milyon dolar bağışı ve dönemin ABD Dışişleri Bakanı Michael Popeo'nun 3SI ülkelerinin kalkınmasına bir milyar dolar yatırım yapılacağını açıklaması, ABD'nin Orta ve Doğu Avrupa ile ilişkilerini güçlendirme konusundaki ilgisini ortaya koydu. Bu destek kesinlikle bir fedakarlık değil, daha çok jeostratejik kaygılarla ABD'nin dünyadaki hegemonik konumunu korumak için bir adım olarak görülmeli. Bugün de Trump'ın bu desteği sürdüreceğini tahmin edebiliriz.
ABD, Çin'in Orta ve Doğu Avrupa'daki artan etkisini önemli bir tehdit olarak görüyor. Bu sebeple, ABD desteğiyle........
© Anadolu Ajansı Analiz
