Yunanistan'ın Deniz Alanları Planı Haritası: Uluslararası hukuk ne diyor?
Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Osman Karaoğlu, Yunanistan'ın Deniz Alanları Planı Haritası'nın uluslararası hukuk kuralları açısından geçersizliğini AA Analiz için kaleme aldı.
***
Türkiye ile Yunanistan arasındaki en büyük sorunlardan biri Ege Denizi’nde (Adalar Denizi) uygulanacak yetki alanları sorunudur. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa geriliminin yükseldiği ve Türkiye’nin de dahil olduğu yeni bir Avrupa güvenliği paradigmasının görüşüldüğü bu dönemde, Yunanistan’dan Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerine etki edebilecek bir adım geldi.
Yunanistan, 16 Nisan Çarşamba günü Deniz Alanları Planı Haritası (Maritime Spatial Planning Map) yayınlamış ve yayınladığı haritaya Türk deniz yetki alanlarını hiçe sayacak şekilde kendi tek taraflı tezlerini yansıtmıştır. Bu haritaya göre, Ege Denizi’nde Yunan adalarına 12 mil (deniz mili) olacak şekilde bir yetki alanı tanınmıştır ki bu durum tüm adalar için kabul edildiğinde Ege Denizi’nin yüzde 70’den fazlası Yunanistan hakimiyetine geçmektedir. Böyle bir paylaşım normalde uluslararası sular kapsamında sayılacak deniz alanlarını da ölçüsüz bir şekilde sınırlandırmakta ve denizlere hakim olan seyrüsefer serbestisini kısıtlamaktadır. Ayrıca denizlerin sahip olduğu kaynaklardan yararlanma noktasında da Türkiye ile Yunanistan arasında adil olmayan bir netice ortaya çıkarmaktadır. Yunanistan, halihazırda 6 mil olarak uyguladığı karasularını her fırsatta 12 mile çıkarmak istemektedir.
Nitekim Yunanistan 1982 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne taraf olduktan sonra Sözleşmede yer alan 12 mil üst sınırının “doğal hakkı” olduğunu iddia etmektedir. Türkiye ise Ege Denizi’nde Türk anakarasına çok yakın Yunan adalarının bulunduğunu ve dünyadaki diğer örneklerde görüldüğü gibi sorunun Türkiye ve Yunanistan arasında akdedilecek hakkaniyetli bir anlaşma çerçevesinde çözülmesi gerektiğini ifade etmektedir. Türkiye, 1982 tarihli BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf olmadığı gibi Ege Denizi’nde bölgesel bir teamül hukukunun oluşumunu önlemek üzere Sözleşme öncesinde ve sonrasında Ege Denizi’nde 12 mil karasuları uygulamasına ısrarlı muhalefet etmiştir.
Türkiye, 1995 yılında Yunanistan’ın “karasularını 12 mile çıkarabileceklerine ilişkin” kararına karşı aynı yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) “casus belli” olarak bilinen kararı almıştır. Buna göre Meclis, Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarması halinde Türk Hükümeti’ne askeri tedbirler de dahil olmak üzere her türlü tedbiri alma yetkisi vermiştir. Belirtmek gerekir ki........
© Anadolu Ajansı Analiz
