Küresel Emperyalizmin BOP Planı! - I. Bölüm
MHP lideri Bahçeli’nin önce DEM milletvekilleri ile Meclis’te el sıkışması, sonrasında da APO denen terörist başını mecliste konuşmaya davet ederek bir süreç başlatması kamuoyunda infial ve şaşkınlık yarattı.
Geçmişteki mesleğim gereği, bir plan ya da program açıklandığında, aceleci davranmak yerine temkinli ve şüpheci yaklaşmayı tercih ederim. Zira fotoğrafın bir parçasına bakıp karar vermek insanı genellikle yanıltır. Resmin bütününü görmek ve değerlendirmek gerekir.
Benim bu şüpheci davranışımı görenler, hemen soruyor: “Sen barışı istemiyor musun?” Barışı neden istemeyelim? Yıllardır terör yüzünden ülke kaynakları heba edilerek kardeş kardeşe kırdırıldı. Bölgede fabrika bacaları tütmesi, sosyal hayatın canlanması ve bölgenin tarihi-coğrafi güzellikleri turizme açılması gerekirken…Bölgede kan ve gözyaşı hiç dinmedi.
İtirazımız barış ve özgürlüklere değildir. Barış ve özgürlüğü, sadece Kürtler değil Türkler ve farklı kesimler de istemektedir. Özgür bir toplumda barış ve refah içerisinde yaşama isteği her vatandaşın hakkıdır. Ülkenin demokrasiye, hukuka, adalete, refaha ve sosyal barışa her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.
İtirazımız; yıllardır terörün kanı ile beslenen Kürt ve Türk düşmanı PKK elebaşısı Abdullah Öcalan’ın, “barış ve özgürlük elçisi” olarak lanse edilmesinedir.
Kadim devlet geleneğinde teröristle aynı masaya oturmak yoktur. Bunu defaten Cumhurbaşkanı Erdoğan haklı olarak dile getirmiştir. Nasıl oluyor da İmralı canisi; demokrasi, hukuk ve özgürlük söylemleri ile kadim Türk devletine yol gösteriyor?
Hani teröristle aynı masaya oturmayacaktık?
İktidar........
© Akdeniz Gerçek
