Aptallığın Teorisi ‘de Varmış! (II. Bölüm)
Günümüz toplumlarında “aptallığı teorisi” ile ilgili örneklere sıkça rastlamak mümkündür. Özellikle siyasette…Toplumlar var olan gücün ezici etkisi altında düşünme yeteneklerini bilinçli ya da bilinçsiz yitirmekte… Özgürlüklerinden, benliklerinden, zekâlarından vaz geçme eğilimine girmektedirler.
Politik ve dini hareketlerde rastlanılan lidere ya da diktatöre düşünmeden tapınma aşamasına gelen insanlar; liderlerinin emrinde onların isteklerini sorgusuz ve vicdan muhasebesi yapmaksızın yerine getirirler. Bu toplumsal olgu diktatörlerin varoluş sebebidir.
Bir inanç veya kimlik ideolojisinin yoğun baskısı ile aptallaşmış bir kişiyi düşünün! O bireyden özgür düşünce beklemek abesle iştigal olur. Çünkü aptallaştırılmış birey, ona ezberletilmiş sloganlarla konuşur. Aslına bakılırsa bu insanlara acımak gerekir. Zira aptal insan büyülenmiş, kör olmuş, kötüye kullanılmış ve suiistimal edilmiş bir zavallıdır.
Bonhoeffer’a göre aptallık, “doğuştan gelen bir entelektüel eksiklik değil, bireyin düşünme sorumluluğunu bilinçli olarak terk etmesiyle ortaya çıkar. Totaliter rejimler, sorgulama özelliğini baskılayarak veya yönlendirerek bireyleri edilgen ve itaatkâr hale getirir. Böylece aptallık, bireysel bir kusur olmaktan çıkıp toplumsal bir soruna dönüşür.
Aptallığın Teorisi’ne göre zeki insanlar bile bu duruma düşer. Çünkü bu durum, akıl........
© Akdeniz Gerçek
