AHDE VEFA: TÜRKLERİN KALP ABONELİĞİ, YABANCILARIN KAFA KARIŞIKLIĞI
Ahde vefa... Türk kültürünün duygusal labirenti, gönülden gönüle çekilmiş ince bir tel, ama başkaları için çoğunlukla “Bu ne şimdi?” anı. Yabancı birine “Bizde ahde vefa diye bir şey var,” dediğinizde gözler büyür, kaşlar kalkar. Çünkü onların dünyasında bir iyilik yapılır ve unutulur. Bizdeyse iyilik, ruhun bir köşesine altın varaklı çerçeveyle asılır, üstelik üzerine “Unutulmazlar Listesi” diye de yazılır.
Daha ilk cümlede zihinlerinde bir duman bulutu belirir:
“Bir kahve içmek ne zamandan beri borç yaratıyor?”
“İyilik yapmak bir çeşit yatırım mı? Faizi var mı?”
Hayır, sevgili dostlar, ahde vefa bizim hisler bankamızdır, faizi de yoktur. Ama hesap kapanmaz, sonsuza kadar açık kalır.
Geçmişin Hayaleti: Ahde Vefa
Türklerde ahde vefa sadece bir kavram değil, bir yaşam tarzıdır. Yıllar önce sizi otobüste sıkışık bir koltuktan kurtaran adamı unutmazsınız. Onu Facebook’ta bulur, düğününe çiçek yollar, yetmezmiş gibi her bayram ararsınız. Neden mi? Çünkü “Adam beni cam kenarına almıştı.”
Bir yabancıya bu hikâyeyi anlatsanız, muhtemelen size ciddi ciddi bakıp şöyle der:
“Yani o koltuk mu seni bu kadar etkiledi?”
“Evet, camdan manzarayı görmeme izin verdi!”
Onlar için bu kadar basit bir olayın bu kadar derin bir anlam kazanması komik gelir. Ama bizde bu, neredeyse bir kahramanlık destanı gibidir.
Trajikomik Vefa Örnekleri
Ahde vefa, bazen komik ama trajik........
© Akdeniz Gerçek
