Gazze’de Ateşkes Uygulanmaya Başlandı
Gazze’de abluka aylardır devam ediyordu.
Bu topraklara gıda girmediği gibi insanın geçişine de izin vermiyordu Siyonist İsrail. 471 gün boyunca gövde üstünde baş, taş üstünde taş bırakmamak için saldırdı dostlarının yardımıyla. Hristiyan âlemine ait ordular dahi seferber edildi bunun için.
Her şeye rağmen mücahitlerin direncini kıramadılar. Gösterilen direnç Yahudileri perişan etti. “Ateşkes de neyin nesiymiş” diyen Siyonist Yahudiler daha fazla can ve mal kaybına tahammül edemedikleri için ateşkes masasına oturmak zorunda kaldılar.
Başta Mısır olmak üzere çevre ülkeleri “Suriye’de meydana gelen inkılabın bir benzeri ile karşılaşabilirim” diyerek bu masanın kurulmasına yardım ettiler diye düşünüyorum. Mısır gibi bir ülkede, Suriye gibi bir devrimin filizlendiğini düşünün. Bu ateşkesin ABD gibi Hristiyan ülkelerin baskısıyla değil, çevre ülkelerin “Yardımcı olamayız.” söylemleriyle yürürlüğe girdiğini düşünüyorum.
Gazze’de ateşkes görüşmeleri başladığı zamanlarda Uhud savaşı geldi gözümün önüne. Onlarca şehit. Onlarca yaralı. Ama her şeye rağmen Müslümanlar dimdik ayaktadırlar. Yaşadıkları onca acı ve ıztıraba rağmen olayları hala sevk ve idare ediyorlar.
Hendek savaşını düşündüm uzun uzun. Müslümanları evlerinde yok etmek üzere tüm ordular birleşerek hücuma geçmişler. Münafıklar bu işin cabası. Her yerde fitne ateşini tutuşturmanın gayretine girişmişlerdi. İhanet eden Yahudiler ise bu savaşın sosuydu. İhanet üzerine ihanet sergiliyorlardı orta yerde.
Gazze’yi, Gazze’de savaşan mücahitleri, orada ölüme terk edilen halkı düşündüm. Orada yaşayan Müslümanların yüzüne yansıyan duygunun teslimiyet duygusundan başka bir şey olmadığına şahit oldum. Ancak küffarın safında hiçbir şey değişmediğini de görmüş oldum bu vesileyle.
Boğazım düğümlendi, gözlerim buğulandı,........
© Akasyam
